Dünya Tütünsüz Günü : Tütüne değil, yaşama bağımlı ol.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
https://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2019/08/large_1146493152018__9558374285.jpg486800biruniPanelhttps://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2024/01/Biruni_Logo.pngbiruniPanel2018-05-31 13:22:012024-11-11 09:05:59Dünya Tütünsüz Günü
Cinsel temasla bulașan hastalık etkenlerinin alınan tek bir örnekte tespiti. Yöntem: Real-Time PCR
Cinsel temas ile bulaşan hastalıklar, çoğunlukla şikayet oluşturmadan veya hafif şikayetlerle uzun süre tanı konulmadan seyredebilir. Etken ne olursa olsun en sık rastlanan klinik bulgular genital akıntı, ülser ve siğildir. Kesin tanı için laboratuvar testlerine ihtiyaç vardır ve hızlı tanı, hastanın tedavisi ve klinik takibi için önemlidir. Bu nedenle, cinsel temas ile bulaşan farklı mikroorganizmaları, tek bir hasta örneğinden aynı anda, en kısa sürede saptayabilen “Sendromik Multipleks PCR” yöntemi tercih edilmelidir. Cinsel temas ile bulaşan hastalıklarda erken tanı konulması ve gerekirse etkene yönelik tedavinin partner ile birlikte yapılması, hem fiziksel sağlık hem de üreme sağlığı açısından önem taşır.
GENİTAL PANEL İLE BAKILAN PATOJENLER
Chlamydia Trachomatis
Cinsel temas ile bulaşan ve tedavi edilmediği zaman özellikle kadınlarda kısırlık gibi geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açan bir enfeksiyondur. Doğum sırasında anneden bebeğe de geçebilir. Bu hastalık hem erkekleri hem de kadınları etkilemektedir. Çoğunlukla kadınlarda şikayet oluşturmadan seyrettiği için, kişi kendisinde enfeksiyon olduğunu bilmeden partnerine bulaştırabilir.
Neisseria Gonorrhoeae
Bel soğukluğu olarak da bilinen gonore hastalığı, erkekte ve kadında beyaz, kötü kokulu akıntı ve idrar yaparken ağrı şikayetine neden olur. Şikayeti olmasa bile partnerinde tedavi edilmesi gerekir.
Mycoplasma genitalium/hominis
Laboratuvar ortamında “Multipleks PCR” yöntemi haricinde, saptanması oldukça zor olan ve genital sistemde ciddi inflamatuvar sendromlara yol açan bir bakteridir.
Ureplasma urealyticum/parvum
Hem kadın, hem erkekte normal florada bulunabilir. Bazı varyantları üretrit, infertilite (kısırlık), erken doğum, ölü doğuma neden olabilen bir bakteridir.
Trichomonas vaginalis
Kadınlarda vajinal, erkeklerde ise üretral enfeksiyonlara neden olur.
Gardnerella vaginalis
Vajinitin en sık nedenidir. Kirli, beyaz renkli, kötü kokulu bir akıntı, kaşıntı, yanma, cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olur.
Herpes Simplex Virüs Tip 1
Genellikle ağızda uçuk ve yaralara neden olurken, daha az sıklıkla genital bölgede de enfeksiyona neden olabilir. Enfeksiyon sonucu oluşan veziküllerin veya içeriğindeki sıvıların öpüşme, cinsel ilişki ve dokunma gibi yollarla başkalarına bulaşması sık görülür.
Herpes Simplex Virüs Tip 2
Genital bölgede uçuk benzeri yaraların en sık nedenidir. Genital herpeste döküntü ağrılı olabilir ve ağrılı cinsel birleşme şikayeti ile ortaya çıkabilir. Cinsel temastan yaklaşık 2-20 gün sonrasında gelişir.
Treponema pallidum
Sifiliz (frengi) hastalığının nedeni olup, cinsel temas ile bulaşmanın yanı sıra kan transfüzyonu yoluyla da bulaşabilmektedir. Aynı zamanda anneden bebeğe, hamilelik ya da doğum sırasında bulaşabilir.
Candida albicans
Kadınlarda çok yaygın görülen bir vajinal mantar enfeksiyonudur. Vajinada yanma, kaşıntı, yoğun beyaz akıntı, sık idrara çıkma, cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olur.
ÖRNEK ALMA
Genital Panel Testinde bakılan infeksiyon etkenleri dış ortama dayanıksız olduğundan, hasta örneğinin uygun şartlarda alınması ve uygun transport besiyerlerine konulması gerekmektedir. Erkeklerde, örneğin sabah ilk idrar örneği olması veya hastanın son 2 saat içerisinde idrar yapmamış olması ve/veya üretra akıntısı örneği alındıktan sonra idrarın alınması önerilir. Hastaya varsa sünnet derisi geri çekilerek steril kap içine idrarın ilk 10-15 ml’sini yapması söylenir. Testin idrar örneğinde çalışılabilmesi, örnek alım kolaylığı açısından bir avantajdır. Kadınlarda jinekolojik muayene sırasında servikal sürüntü örneği alınmalıdır. Muayene öncesinde laboratuvarımızdan örnek alımı ve transportu için gerekli olan malzeme temin edilmelidir.
Örnek Alma
Dar ve geniş içerikli Genital Panel testi kapsamlarını aşağıda görebilirsiniz;
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
https://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2019/08/large_9692152018__6456262469.jpg486800biruniPanelhttps://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2024/01/Biruni_Logo.pngbiruniPanel2018-05-21 13:24:222024-11-11 09:05:5919 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 97. yılı Kutlu Olsun
İçlerinde Biruni Laboratuvarı yönetim kurulu başkanımız Dr. Ömer Güzel’ in de olduğu OHSAD Yonetim Kurulu eski Saglik ve Calisma Bakani Dr. Mehmet Muezzinoglu’ nu ziyaret etti.
https://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2019/08/large_104901752018__4099847674.jpg516688biruniPanelhttps://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2024/01/Biruni_Logo.pngbiruniPanel2018-05-17 13:28:072024-11-11 09:06:00Eski Sağlık Ve Çalışma Bakanı Dr. Mehmet Muezzinoğlu’na Ziyaret
https://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2019/08/large_1123501752018__418359638.jpg247800biruniPanelhttps://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2024/01/Biruni_Logo.pngbiruniPanel2018-05-17 13:25:212024-11-11 09:06:009. OHSAD Kurultayı / 19-23 Nisan Antalya Belek
Biruni Laboratuvarı olarak tüm hemşirelerimizin hemşireler gününü kutlarız.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
https://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2019/08/large_114101452018__9215509295.jpg486800biruniPanelhttps://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2024/01/Biruni_Logo.pngbiruniPanel2018-05-14 13:32:212024-11-11 09:06:00Dünya Hemşireler Günü Kutlu Olsun
Varlıklarıyla Hayatımıza Anlam Katan Tüm Annelerimizin Anneler Günü Kutlu Olsun.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
https://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2019/08/large_918471452018__2298700214.jpg486800biruniPanelhttps://biruni.com.tr/wp-content/uploads/2024/01/Biruni_Logo.pngbiruniPanel2018-05-14 13:30:042024-11-11 09:06:00Varlıklarıyla Hayatımıza Anlam Katan Tüm Annelerimizin Anneler Günü Kutlu Olsun
ISAC Alerji testi tanısını çok üstün bir seviyeye taşıyan yepyeni bir yöntem. Moleküler Alergoloji’de hastanın spesifik IgE profilini detaylı bir şekilde veren özgün alerjen komponentlerine sensitizasyon ölçülür. Bu sayede, çapraz reaksiyona bağlı semptomlar açıklanır ve hastanın yönetiminde risklerin değerlendirilmesine yardımcı olur.
ISAC Alerji testi ise 48 farklı ana alerjen kaynaktan 112 alerjen komponentinin aynı anda tespit edilmesini sağlar. Duyarlı hastaların gerçek sensitizasyon profiline ışık tutarken, çapraz reaksiyona giren proteinler sayesinde ISAC Alerji testi, proteinlerin türetildiği 48 ana alerjen kaynağa ek olarak yüzlerce alerjen komponent hakkında bilgi verebilir.
Alerji testi, normalde zararlı olmayan bir maddeye karşı vücudun aşırı reaksiyonudur ve eski Yunanca’ da “değişik reaksiyon” anlamına gelir. Alerjenler genellikle protein veya glikoprotein, nadir olarak da polisakkarid yapısında makro moleküller olup, insanda IgE antikor cevabını indüklerler.
Son yıllarda alerjik hastalıkların sıklığının giderek artması nedeniyle, tanısal yaklaşım büyük önem kazanmaktadır. Alerjik hastalıkların tanısında, tüm hastalıklar da olduğu gibi ilk basamak, hastanın semptomlarının ayrıntılı sorgulandığı iyi bir öykü alınması ve özellikle alerjik hastalıkların klinik belirtilerinin arandığı sistemik bir muayenenin yapılmasıdır. Öykü ve fizik muayene sonrasında uygun laboratuvar testlerinin istenmesi ve bunların klinik yorumu son derece önemlidir.
Alerjiler, başta sanayileşmiş ülkeler olmak üzere sağlık ve sosyoekonomik açıdan dünya genelinde çok büyük bir yüktür. Avrupa’daki nüfusun % 40’dan fazlası halen en az bir alerjiden muzdariptir. Bu alerjik hastaların yaklaşık % 70’i polisensitizedir. Çocuklar genellikle atopik dermatit, alerjik rinit ve alerjik astımdan etkilenmektedir. Konvansiyonel tanıları tamamlayan, doğruluğu yüksek in vitro tanılar; optimal hasta yönetimi ve etkili tedavi için gereklidir. Multipleks sistemler, tek bir testte kapsamlı ve ayrıntılı bir hasta profili sunarak tedavi prosedürlerini düzenler.
Spesifik IgE antikorları, insan serumunda ve plazmasında spesifik bir alerjene karşı geliştirilen sensitizasyon sonucu görülür. Dolaşımdaki IgE antikorlarının ölçümü, bir alerjene duyarlılığın nesnel olarak değerlendirmesini sağlar. Genel olarak düşük IgE antikoru seviyeleri düşük bir klinik hastalık olasılığına işaret ederken, alerjene karşı yüksek antikor seviyeleri klinik hastalıkla korelasyon halindedir.
Kantitatif testin klinik değeri
IgE antikorlarının artışı, klinik semptomlar oluşmadan sensitizasyonu erken bir aşamada tespit edilebilir.
Alerjik hastalığın ilerlemesini anlamada yardımcı olur.
Alerjenin yükünü açıklamaya yardımcı olur.
Hastalığın yönetilebilmesi için uygun tedavinin belirlenmesine olanak sağlar.
ImmunoCAP Ana Alerjenler ve ImmunoCAP Komponentler
Alerji tanısı, hastanın ayrıntılı bir olgu öyküsü, klinik gözlemler ve Spesifik IgE testinin sonuçlarına dayanır. IgE antikorlarının varlığını saptamak için ImmunoCAP Alerjenleri veya ImmunoCAP Alerjen Komponentleri kullanmak, şüpheli alerji hastalarının güvenilir tanılarına yardımcı olmak için, ana alerjen veya alerjen alt komponentleri tespit etme imkanı sağlar.
Spesifik IgE antikor düzeylerini bilmek, aşağıdaki konularda rehberlik eder:
Her hastaya uygun bireysel tedavi yöntemi belirleme
Optimize edilmiş bireysel tıbbi tedavi planlarının kolaylaştırılması (zaman ve doz)
ImmunoCAP Ana Alerjenlerin Klinik Değeri
ImmunoCAP alerji testinden gelen sonuçlar, alerjik reaksiyona neden olan spesifik alerjeni tespit etmek ve negatif olan alerjenleri elimine etmek için kullanılır. Sonuçlar, zamanla antikorların spesifik IgE seviyelerinin izlenmesinde de yardımcı olabilir. IgE antikorlarının artışı, erken tanı aşamasında saptanabilir, bu da klinik semptomlar gelişmeden önce sensitizasyona işaret eder ve aşağıdaki risk altındaki hastaların tanımlanmasına yardımcı olur:
Alerji gidişatı – Ciltte oluşan semptomların solunum semptomlarına dönüşmesi
Şiddetlenme – Hafif semptomların şiddetli semptomlara dönüşmesi
Moleküler Alergoloji, alerji tanılarına yönelik en son teknolojiye sahip yaklaşımdır. Burada tanımlanan tekli alerjen bileşenleri, geleneksel olarak kullanılan alerjen ekstraktları yerine, moleküler protein bazlı spesifik IgE’lerin saptanması için kullanılır (Şekil 1). Tekil alerjen komponentleri doğrudan alerjen kaynağından izole edilen veya rekombinant şekilde üretilen, yüksek oranda saflaştırılmış proteinlerdir.
Bu komponentlere karşı geliştirilen hassasiyetler ayrı tekil testlerle ölçülerek hastanın hangi komponente duyarlı olduğu kesin moleküler seviyede belirlenir. Bu durum alerjen ekstraktlarını baz alarak yapılan testlerden daha yüksek seviyede standardizasyon ve ayırt edici tanı imkanı sağlar. Moleküler Alergoloji sistemleri, alerjinin hassas tetikleyicisini belirleyebildikleri için, risk değerlendirmesi ve tedavi kararlarını kolaylaştıran güçlü bir tanı oluşturma aracıdır.
Şekil 1. Temel bir alerjen kaynağından, özgün alerjen komponentleri
Alerjen komponentleri bize ne anlatabilir?
Alerjen komponentleri, yapısal benzerliğe sahip olarak farklı protein aileleri altında gruplanmış proteinlerdir. Kaynaklarda farklı miktarlarda bulunan ve farklı kararlılıklara sahip bu komponentlere karşı geliştirilen hassasiyetin nedeni ortak grup özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu proteinlerin özelliklerine bağlı olarak, hastanın geliştirdiği sensitizasyon farklı sonuçlar doğurur. Bazı alerjen komponentleri spesifik, bazıları çapraz reaktiftir.
Moleküler Alergoloji Başka Hangi Katkıyı Sağlar?
Moleküler Alergoloji ile gelişmiş tanı için temel bir alerjen kaynağından, özgün alerjen komponentleri üretilebilir. Bu komponentlere karşı sensitizasyon ayrı bir testte bireysel olarak ölçülür ve kesin bir moleküler seviyede, hastanın hangi komponente duyarlı olduğu belirlenir. Bu bilgi, alerjinin yüksek hassassiyetle teşhisi için temel sağlar. Moleküler Alergoloji’de ekstrakt bazlı testler, komponent spesifik analizlerle birlikte kullanılır.
Ekstrakt hastanın hangi alerjen kaynağına karşı sensitizasyon gösterdiğinin cevabını verirken, alerjen komponentleri risk, spesifiklik ve çapraz reaksiyon hakkında hayati bilgilerin elde edilmesini sağlar.
1) Klinik reaksiyon riskini belirler
Moleküler Alergoloji, sensitizasyonla bağlantılı risk üzerine sonuçlar çıkarır. Kararlı alerjen komponentlerine sensitizasyon, sistemik reaksiyonların yanı sıra lokal reaksiyonları da ortaya çıkarabilirken, kararsız komponentlere sentisizasyon esas olarak lokal reaksiyonlarla bağlantılıdır.
Şekil 2. Sık görülen alerjen proteinleri ile ilişkili risk düzeyleri
Spesifik komponentler – alerji kaynaklarını açığa çıkaran benzersiz ipuçları sağlar.
Her alerjen kaynağı tipik olarak hem spesifik hem de çapraz reaktif alerjen komponentleri içerir. Spesifik alerjen komponentler, hemen hemen elde edildikleri kaynaklarla benzersiz olarak ilintilidir ve sadece sınırlı sayıdaki yakından ilişkili türlerde az miktarda bulunur. Her alerjen kaynağı bir veya birkaç spesifik alerjen komponenti içerebilir. Bunların herhangi birine sensitizasyon, kişide gerçek bir sensitizasyon olduğunu gösterir; bu ilgili alerjen kaynağının klinik semptomların başlıca nedeni olduğu anlamına gelir.
2) Çapraz reaksiyona bağlı semptomları açıklar
Çapraz reaksiyon veren antikorlar tarafından ortaya çıkarılan semptomlar, hasta yönetimi ve uygun kaçınma tavsiyesi vermek için önemli olan gerçek sensitizasyonun neden olduğu belirtilerden ayırt edilebilir. Sadece çapraz reaksiyon sensitizasyonun tespit edildiği durumlarda, primer sensitizörü bulmak gereklidir.
Çapraz reaktif komponentlerin tanımlanması
Tedaviye başlamadan önce alerjinin tam tetikleyicisinin tespit edilmesi önemlidir. Bununla birlikte hastaların; deri testlerinde ve ekstrakt bazlı antikor testleri gibi klinik testlerde alerjenlerin çapraz reaksiyon göstermesi yaygın karşılaşılan bir durumdur. Allerjen kaynaklarının ve en önemli pan-alerjenlerinin her birinin bileşenlerinin analizi, alerji semptomlarının tam tetikleyicilerinin hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlar.
Çapraz reaksiyon, huş ağacı poleniyle ilişkili gıda alerjisi, bir çok huş poleni alerjisi hastasını etkileyen bir sendrom tarafından örneklenebilir. Çapraz reaksiyonun temelini oluşturan moleküler sebep, huş ağacı polen alerjisi olan hastaların Bet v 1 komponentine özgü spesific IgE antikorlarına sahip olmalarıdır. Bet v 1, pek çok gıdada ilgili proteinlere, örneğin soya ve yer fıstığı ile yapısal benzerliğe sahiptir. Böylece, hastanın Bet v 1 huş ağacına karşı IgE antikorları soya ya da fıstık bu ilgili proteinlerle çapraz reaksiyona girer.
Şekil 3 : PR-10, Protein- ısıya ve sindirime duyarlıdır. Pişmiş gıdalar sıklıkla tolere edilir. Çoğunlukla OAS gibi lokal semptomlar ile ilişkilidir. Polenlere, meyve ve sebzelere gösterilen alerjik reaksiyonlarla ilişkilidir.
3) Uygun Terapinin Seçimi- Spesifik İmmünoterapi (SIT) için doğru hastaları belirlemeye katkıda bulunur.
Başarılı bir Spesifik İmmünoterapi için spesifik alerjen komponentlerine karşı sensitizasyonun belirlenmesi gereklidir. İlgili alerjen kaynağından ekstrakte edilen komponente karşı gerçek bir sensitizasyon geliştiren hastalarda uygulanacak tedavinin sonucu bu bulgular ışığında olumlu yönde olacaktır. Hasta birincil olarak alerjen ekstraktlarının ana bileşenlerine karşı hassaslaştığı zaman SIT’lerin başarı olasılığı yüksektir. Sadece moleküler alerji tanıları bu tür derinlemesine bilgileri sunabilir. Daha sonra en uygun tedavi yöntemi seçilebilir ve hastalar gereksiz yere alerjenlerden uzak durma stresinden veya etkisiz SIT’lerden kurtulur.
Şekil 4 : Rekombinant alerjen bazlı tanı testleri ile huş ağacı ve çayır otu alerjene özgü spesifik immunoterapi
Protein Stabilitesi ve Miktarı
Gıda alerjeni komponentleri, ısıtılmaya ve sindirime karşı farklı stabilite gösterir ve alerjen kaynağındaki içerikleri değişebilir. Hem stabilite hem de miktar, komponentin ait olduğu protein ailesi tarafından yansıtılır. Bu nedenle, hastanın sensitizasyon profili ve tanımlanan komponentlerin hangi aileye ait olduğunu bilmek suretiyle sensitizasyonlar ile ilişkili riski değerlendirmek mümkündür.
Şekil 5 : Bir alerjen familyasındaki yapısal benzerliğe bağlı olarak allerjen moleküllerinin immünoglobulin E (IgE) seviyeleri.
a. 2S albüminleri (fındık, bakliyat ve tohumlarda stabil depolama proteinleri) arasında değişken, sınırlı çapraz reaktivite.
b. Bet v 1-PR-10 homolog gıda alerjenleri arasında değişken çapraz reaktivite.
c. Profilinlerin güçlü şekilde korunmuş ve benzer yapısına bağlı olarak yüksek çapraz reaktivite (polen, lateks ve gıdalarda)
Örneğin yumurta alerjisinde Gal d1 (ovomukoid) ana alerjendir ve alerjik reaksiyon şiddetinin bir göstergesi olarak kullanılır. Isıya-duyarlı Gal d2 (ovalbümin), Gal d3 (konalbümin) ve Gal d4 (lizozim) bileşenlerine karşı duyarlılıklar, yalnızca çiğ veya hafif pişmiş yumurta tüketimiyle ortaya çıkan belirtilerle ilişkilidir. Ovalbümin aşılarda kullanılır ve lizozim koruyucu madde olarak kullanılır, dolayısıyla bu bileşenlere karşı duyarlılığı olan hastalar ilgili bileşeni içeren ilaç veya gıda ürünlerine karşı reaksiyon gösterebilir. Yine benzer şekilde Bos d8’e (kazein) karşı reaksiyon, süt ve süt ürünlerine karşı güçlü bir alerjiye işaret eder. Kazein sıklıkla bir katkı maddesi olarak kullanılır, bu nedenle kazeine karşı duyarlılık çikolata veya patates cipsi gibi pek çok farklı gıdalara karşı duyarlılığa neden olabilir. Bos d (laktoferrin), Bosd4, Bos d5 ve Bos d6 bileşenleri ısıya karşı duyarlıdır ve bu bileşenlere karşı duyarlılıklar esas olarak taze süte karşı olan reaksiyonlarla ilişkilendirilir. Bos d6’ya (sığır serum albümini) karşı antikorlar ayrıca sığır etine karşı bir reaksiyona da neden olabilir.
Serumda IgE antikorlarının saptanması tip I alerjilerin teşhisinde önemli bir rol oynamaktadır. Şu anda kullanılan ekstrat bazlı spesifik IgE antikorları yöntemi İmmunoCAP-FEIA, alerji tanısında altın standarttır. Ancak bu test sadece sınırlı sayıdaki alerjenlerin eşzamanlı
olarak belirlenmesine izin verirken, Immuno CAP ISAC, 48 farklı ana alerjen kaynaktan 112 alerjen komponentinin aynı anda tespit
edilmesini sağlar. Bu sistem diziye dayalı, biochip teknolojisidir ve alerjen komponentler için spesifik IgE antikorlarının ölçümünde en
gelişmiş in vitro tanı testidir. ISAC Alerji testi kapsamlı ve spesifik bir IgE antikor profili tanımlanmasını kolaylaştırır.
ImmunoCAP ISAC yarı kantitatif bir testtir ve sonuçlar, 0.3 – 100 ISU-E ölçme aralığı içinde spesifik IgE antikor düzeyleri ISAC Standart Birimlerde (ISU) bildirmektedir.
ISAC Alerji Testi Avantajları:
112 alerjenik proteinin eşzamanlı analizi,hastanın klinik durumuna neden olan alerjenleri tek bir kan örneğinden tam ve hızlı bir şekilde belirlememize olanak tanır. Alerjenik protein çalışmalarının çok geniş yelpazesi, beklenmedik hassaslaşmaları vurgulamayı ve/veya diğerlerini ekarte etmeyi mümkün kılmaktadır. Sonuç olarak analiz, kişiye özel bir tedaviye yol açarak, tanıdaki iyileşme ile bireysel bir sensitizasyon profili elde etmeyi sağlar. Bütün bunlar hastanın yaşam kalitesinin artmasına yardımcı olurken, analizin ekonomik maliyeti, tek tek spesifik IgE’lerin analiz edilmesinden çok daha azdır. Çoğu alerjik hasta sayısız alerjene pozitif test sonuçları verir ve farklı alerjenler ve reaksiyonların rolü ile ilgili kesin olmayan tıbbi geçmişi nedeniyle semptomların gerçek nedeni belirlenemeyebilir.
Bu hastaların tanı ve tedavisinde ImmunoCAP ISAC;
Duyarlı hastaların gerçek sensitizasyon profiline ışık tutar.
Şiddetli gıda ile ilgili reaksiyonlar için potansiyel riski ortaya çıkarır.
Tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda IgE antikor profilini belirler.
Çapraz reaksiyona giren proteinler sayesinde ImmunoCAP ISAC Alerji testi, proteinlerin türetildiği 48 ana alerjen kaynağa ek olarak yüzlerce alerjen komponenti hakkında bilgi verebilir. ImmunoCAP ISAC, beklenmeyen duyarlılıkları ortaya çıkarabilir veya geniş bir alerjen serisi için IgE sonuçlarını vererek alerjiyi ekarte etmeye yardımcı olabilir. Sonuç olarak, hastalar açısından etkili ve optimize edilmiş tedavi prensipleri daha erken başlatılabilir ve hasta sağlığı temin edilirken, yaşam kalitesi arttırılmış olur.
Çapraz reaksiyon veren alerjen komponentleri daha yaygın olarak dağılır ve çok geniş bir yelpazede alerjen kaynakları arasında paylaşılabilir. Yapısal benzerliklerinin yüksek olması nedeniyle, IgE antikorunun çapraz reaksiyonuna neden olabilirler.
Farklı protein ailelerinden gelen bileşenler şiddeti değişen belirtiler ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, moleküler profilleme bir hastada anafilaktik şok gibi ciddi sistemik reaksiyonlar riskinin düşük veya yüksek olup olmadığını belirleyebilir. Sonrasında, hayati tehlike oluşturan reaksiyon riski altındaki hastalara, alerjenden kaçınma ve acil durumlarda alınması gereken uygun tedbirler konusunda tavsiyelerde bulunulabilir. Örneğin, eğer bir hasta profilinler ailesindeki alerjenlere karşı duyarlı ise, genel olarak daha hafif semptomlar beklenebilir. Depo proteinleri ailesine ait alerjenlere karşı duyarlı olan hastalarda ise hayati tehlike oluşturan sistemik reaksiyonların görülme riski yüksektir. Ayrıca, protein ailelerinin ısıya dayanıklıklarında farklılıklar bulunması gıda alerjilerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Oral alerji sendromu (OAS) prevelansı artmaktadır. Şu anda İngiltere’de birincil bakım uygulamalarında nüfusun yaklaşık % 2’sini etkilediği bildirilmektedir. Klinik öykü ile sıklıkla teşhis edilebilmesine rağmen, çiğ meyve veya sebzeleri veya bazen çiğ kuruyemişleri yedikten sonra tipik oral semptomları olan hastalar için doğrulayıcı testlere ihtiyaç artmaktadır. Oral alerji sendromu olan hastalar ile fındık alerjisi olan hastalar arasındaki semptomların çakışması, genellikle, hasta yönetiminde bilgilendirmek ve riski sınıflandırmak için mevcut testleri kullanarak daha kesin bir tanımlama gerektiren bir alandır. ISAC Alerji testi ile çok sayıda rekombinant proteinlerin test edilmesi hastaların PR-10 ve / veya profilin proteinlerine (sadece birleşik düşük şiddetli klinik reaksiyon riski) veya lipid transfer proteini veya fıstık depolama proteinlerine (şiddetli reaksiyon riski daha yüksektir) reaksiyonun açıklığa kavuşturulmasında özellikle yararlıdır.
ISAC Endikasyonları:
Polisensensitize olan hastalarda teşhisin iyileştirilmesi.
Özellikle konvansiyonel alerji testlerinin pozitif sonuçları ile semptomlar arasında net bir korelasyon gözlenmeyen hastalarda tanı hatalarını önlemek.
Alerjen Spesifik İmmünoterapi açısından oluşabilecek terapötik hataları önleme.
Allerji açısından tutarsız klinik geçmişi olan ve/veya tedaviye yetersiz yanıt veren vakaları değerlendirmek.
İdyopatik anafilaksi anamnezi olan hastaların değerlendirilmesi
Beklenmeyen duyarlılıkları saptamak.
ISAC ALERJEN PROTEİN AİLELERİ
ImmunoCAP ISAC Alerji testi tek bir adımda büyük bir miktarda alerjene ait spesifik IgE antikor bilgisi sağlar. Çapraz reaksiyona giren proteinler sayesinde ImmunoCAP ISAC, proteinlerin türetildiği 51 kaynağa ek olarak yüzlerce alerjen kaynağı hakkında bilgi verebilir.
Isıya ve sindirime dayanıklı proteinlerdir, dolayısı ile gıdaların pişirilmesi ile de reaksiyon verirler.
OAS’ye ek olarak daha şiddetli sistemik reaksiyonlara neden olurlar.
Yeni bitkilerin gelişiminde kaynak malzeme olarak yemiş ve tohumlarda bulunan proteinler.
Profilin (1)
Bu proteinler ısıya ve sindirime duyarlıdır. Pişmiş gıdalar sıklıkla tolere edilir.
Nadiren klinik semptomlarla ilişkilendirilmekle birlikte bazı hastalarda lokal ve hatta şiddetli reaksiyonlara neden olabilir.
Profilinler tüm polenlerde ve yiyecek olarak kullanılan bitkilerde mevcuttur.
PR-10 proteini, Bet v 1 homologu (1)
PR-10 proteinlerinin bir çoğu ısıya ve sindirime duyarlıdır. Pişmiş gıdalar sıklıkla tolere edilir.
Çoğunlukla OAS gibi lokal semptomlar ile ilişkilidir.
Polenlere, meyve ve sebzelere gösterilen alerjik reaksiyonlarla ilişkilidir.
Polcalcin (Kalsiyuma bağlanan proteinler) (2)
Yiyecek olarak kullanılan bitkilerde yer almayan, polenlere karşı çapraz reaksiyonu belirleyen bir markerdır.
LTP (spesifik olmayan Lipid Transfer Proteinler, nsLTP) (1)
Isıya ve sindirime dayanıklı proteinlerdir, dolayısı ile gıdaların pişirilmesi ile de reaksiyon verirler.
Genellikle OAS (Oral Allerji Sendromu)’a ek olarak sistemik reaksiyonlarla ilişkilidirler.
Şeftali ve türevlerinin yetiştiği bölgelerde meyve ve sebzelere karşı gelişen alerjik reaksiyonlarla ilişkilidir.
CCD (2)
Çapraz reaktif karbonhidratlara karşı geliştirilen hassasiyetleri belirleyen bir markerdır.
Alerjik reaksiyonlara çok nadir sebep olsa da CCD içeren polen, yiyecek olarak kullanılan bitkiler, haşereler ve zehirlerin IVD sonuçlarında pozitifliğe neden olabilir.
Lipokalin (3)
Hayvanlarda sabit olarak bulunan önemli alerjenlerdir.
Hayvan türleri arasındaki sınırlı çapraz reaktiviteyi gösteren bir komponenttir.
Parvalbümin (3)
Bu proteinler ısıya ve sindirime karşı dirençlidir. Pişmiş gıdalarda da reaksiyona neden olurlar.
OAS’ye ek olarak daha şiddetli sistemik reaksiyonlara neden olurlar.
Ana alerjen balıkta bulunur ve farklı balık türleri ve amfibiler arasında çapraz reaksiyonu belirleyen bir markerdır.
Serum albümini (3,4)
Bu proteinler ısıya ve sindirime karşı oldukça hassastır.
Hayvanları farklı biyolojik sıvılarında ve bölgelerinde yer alırlar. Örn. inek sütü, kan, et ve epiteller.
Farklı yaygın memeli türleri arasındaki çapraz reaksiyonlara neden olurlar. Örn. Kedi-köpek domuz
ISAC ÖNEMLİ ALLERJEN KOMPONENTLERİ
Gal d 1, Ovomucoid (yumurta beyazı) (3)
Ovomucoid IgE antikorları kalıcı yumurta alerjisi ile ilişkili olup genellikle hem çiğ hem de pişmiş olarak tolere edilememektedir.
Tropomiyozin (3)
Bu proteinler ısıya ve sindirime karşı dirençlidir. Pişmiş gıdalarda da reaksiyona neden olurlar.
OAS’ye ek olarak daha şiddetli sistemik reaksiyonlara neden olurlar.
Kas dokularında aktine bağlanan proteinler olup kabuklu deniz hayvanları, maytlar ve hamamböceği arasında çapraz reaksiyonu belirleyen bir markerdır.
Ara h 1, 2, 3, 6, 8 ve 9 (yer fıstığı) (3)
Ara h 1, 2, 3, 6 ve 9 (LTP) IgE antikorları OAS’ye ek olarak yer fıstığı kaynaklı sistemik reaksiyonlara neden olur.
Ara h 8 (PR-10) IgE antikorları genel olarak OAS gibi daha hafif lokal semptomlara yol açar. Sıklıkla huş ağacına bağlı hassasiyetlerle ilişkilidir.
Gly m 4, 5 ve 6 (soya) (3)
Soya fasülyesine alerjik hastalarda sıklıkla Gly m 5 ve Gly m 6. Gly m 5 & Ara h 1 ve Gly m 6 & Ara h 3 IgE antikorları bulunmakta, anılan sıralamaya göre doğru orantılı olarak mercimek gibi diğer baklagiller ile de yüksek derecede benzerlik görülmektedir. Bu baklagillerde bulunan depo proteinlere ait IgE nedeniyle çapraz reaksiyon ve klinik reaktivite görülebilir.
Gly m 4 (PR-10) IgE antikorları genellikle OAS gibi lokal semptomlarla ilişkili olup huş ağacı hassasiyetinden ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, Gly m 4’e karşı şiddetli reaksiyonlar gösteren bazı vakalar da rapor edilmiştir. Örn. huş ağacı poleni mevsiminde, sıklıkla egzersiz ve az işlenmiş soyalı içecekler alımı ile kombine şekilde.
Alt a 1 (Alternaria) (3)
Alt a 1, astım gelişimiyle ilgili olan Alternaria’nın ana alerjenidir.
Tri a 19, Omega-5 gliadin (buğday) (5,6,7)
Yetişkinlerde Omega-5 gliadin (Tri a 19) IgE antikorları buğday alınımına bağlı olarak egzersiz veya Non Steroidal Antienflamatuar İlaçların kullanımına bağlı olarak tetiklenen reaksiyonlar ile ilişkilidir.
Omega-5 gliadin (Tri a 19) IgE antikorları çocuklarda buğdaya karşı ani reaksiyon riskiyle bağlantılıdır.
Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.
Kesinlikle gerekli çerezler
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.
Ek çerezler
Bu web sitesi aşağıdaki ek çerezleri kullanır:
Performans çerezleri
Performans çerezleri, ziyaretçilere daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmaya yardımcı olan web sitesinin temel performans indekslerini anlamak ve analiz etmek için kullanılır.
İşlevsel çerezler
İşlevsel çerezler, web sitesinin içeriğini sosyal medya platformlarında paylaşmak, geri bildirim toplamak ve diğer üçüncü taraf özellikleri gibi belirli işlevlerin gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Analiz çerezleri
Analitik çerezler, ziyaretçilerin web sitesiyle nasıl etkileşime girdiğini anlamak için kullanılır. Bu çerezler, ziyaretçi sayısı, hemen çıkma oranı, trafik kaynağı vb. Gibi ölçümler hakkında bilgi sağlamaya yardımcı olur.
ÇEREZ
SÜRE
AÇIKLAMA
_ga
2 Yıl
Google Analytics tarafından yüklenen _ga çerezi, ziyaretçi, oturum ve kampanya verilerini hesaplar ve ayrıca sitenin analiz raporu için site kullanımını takip eder. Çerez, bilgileri anonim olarak saklar ve benzersiz ziyaretçileri tanımak için rastgele oluşturulmuş bir sayı atar.
_ga_D0Q0R9HZ06
Süresiz
Bu çerez, Google Analytics tarafından yüklenir.
_gat_UA-74655999-1
1 Dakika
Web sitesi sahiplerinin ziyaretçi davranışını izlemesine ve site performansını ölçmesine olanak sağlamak için Google Analytics ve Google Etiket Yöneticisi tarafından ayarlanan _gat çerezinin bir varyasyonu. Addaki desen öğesi, ilgili olduğu hesabın veya web sitesinin benzersiz kimlik numarasını içerir.
_gcl_au
3 Ay
Hizmetlerini kullanan web sitelerinin reklam verimliliğini denemek için Google Etiket Yöneticisi tarafından sağlanmıştır.
_gid
1 Gün
Google Analytics tarafından yüklenen _gid çerezi, ziyaretçilerin bir web sitesini nasıl kullandığına ilişkin bilgileri depolarken aynı zamanda web sitesinin performansına ilişkin bir analiz raporu oluşturur. Toplanan verilerden bazıları, ziyaretçi sayısını, bunların kaynağını ve anonim olarak ziyaret ettikleri sayfaları içerir.
Pazarlama çerezleri
Pazarlama çerezlerini kabul ettiğinizde, ilgi alanlarınıza uyan uygun içeriği sunmamız için cihazınıza çerezler yerleştirmemize izin vermiş olmaktasınız. Bu çerezler, ilgi alanlarından oluşan bir profil oluşturmak ve bizim sitelerimizde ve üçüncü taraf sitelerde size uygun içerikler göstermek üzere reklam ortaklarımız tarafından veya bizim tarafımızdan web sitemiz üzerinden ayarlanabilmektedir. İlgi alanlarına uyan içerikler sunabilmek için, sitemizde bize sağladığınız kişisel bilgilerle birlikte etkileşimlerinizi kullanmaktayız. Üçüncü taraf sitelerde size uygun içerikler sunmak için, bu bilgileri paylaşacağız ve şifrelenmiş bir e-posta adresi veya cihaz kimliği gibi bir müşteri tanıtıcısını reklam platformları ve sosyal ağlar gibi üçüncü taraflarla paylaşacağız. Pazarlama çerezlerini kabul etmek istemezseniz, bu çerezleri cihazınıza yerleştirmeyeceğiz ve bu durumda sunduğumuz içerikler size daha az uygun olabilir.
ÇEREZ
SÜRE
AÇIKLAMA
_fbp
3 Ay
Bu tanımlama bilgisi, Facebook tarafından, web sitesini ziyaret ettikten sonra Facebook’ta veya Facebook reklamcılığı tarafından desteklenen bir dijital platformda reklam görüntülemek üzere ayarlanır.
datr
2 Yıl
Bu çerez, oturum açmış kullanıcıdan bağımsız olarak Facebook'a bağlanmak için kullanılan web tarayıcısını tanımlamaktır. Bu tanımlama bilgisi, Facebook'un güvenlik ve site bütünlüğü özelliklerinde önemli bir rol oynar.
fr
3 Ay
Facebook bu tanımlama bilgisini, Facebook pikseli veya Facebook sosyal eklentisi olan sitelerde, web genelinde kullanıcı davranışını izleyerek kullanıcılara alakalı reklamlar gösterecek şekilde ayarlar.
sb
2 Yıl
Facebook tarafından kullanılan bir çerezdir.
Tercihlerinizi kaydedebilmemiz için lütfen önce Kesinlikle gerekli çerezleri etkinleştirin!
Dünya Tütünsüz Günü
/in HaberlerDünya Tütünsüz Günü : Tütüne değil, yaşama bağımlı ol.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası
/in Haberler“Küçük bedenlerin büyük savaşı.” Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
Genital Panel
/in POPÜLER BÜLTENLERİçindekiler
Cinsel temasla bulașan hastalık etkenlerinin alınan tek bir örnekte tespiti. Yöntem: Real-Time PCR
Cinsel temas ile bulaşan hastalıklar, çoğunlukla şikayet oluşturmadan veya hafif şikayetlerle uzun süre tanı konulmadan seyredebilir. Etken ne olursa olsun en sık rastlanan klinik bulgular genital akıntı, ülser ve siğildir. Kesin tanı için laboratuvar testlerine ihtiyaç vardır ve hızlı tanı, hastanın tedavisi ve klinik takibi için önemlidir. Bu nedenle, cinsel temas ile bulaşan farklı mikroorganizmaları, tek bir hasta örneğinden aynı anda, en kısa sürede saptayabilen “Sendromik Multipleks PCR” yöntemi tercih edilmelidir. Cinsel temas ile bulaşan hastalıklarda erken tanı konulması ve gerekirse etkene yönelik tedavinin partner ile birlikte yapılması, hem fiziksel sağlık hem de üreme sağlığı açısından önem taşır.
GENİTAL PANEL İLE BAKILAN PATOJENLER
Chlamydia Trachomatis
Cinsel temas ile bulaşan ve tedavi edilmediği zaman özellikle kadınlarda kısırlık gibi geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açan bir enfeksiyondur. Doğum sırasında anneden bebeğe de geçebilir. Bu hastalık hem erkekleri hem de kadınları etkilemektedir. Çoğunlukla kadınlarda şikayet oluşturmadan seyrettiği için, kişi kendisinde enfeksiyon olduğunu bilmeden partnerine bulaştırabilir.
Neisseria Gonorrhoeae
Bel soğukluğu olarak da bilinen gonore hastalığı, erkekte ve kadında beyaz, kötü kokulu akıntı ve idrar yaparken ağrı şikayetine neden olur. Şikayeti olmasa bile partnerinde tedavi edilmesi gerekir.
Mycoplasma genitalium/hominis
Laboratuvar ortamında “Multipleks PCR” yöntemi haricinde, saptanması oldukça zor olan ve genital sistemde ciddi inflamatuvar sendromlara yol açan bir bakteridir.
Ureplasma urealyticum/parvum
Hem kadın, hem erkekte normal florada bulunabilir. Bazı varyantları üretrit, infertilite (kısırlık), erken doğum, ölü doğuma neden olabilen bir bakteridir.
Trichomonas vaginalis
Kadınlarda vajinal, erkeklerde ise üretral enfeksiyonlara neden olur.
Gardnerella vaginalis
Vajinitin en sık nedenidir. Kirli, beyaz renkli, kötü kokulu bir akıntı, kaşıntı, yanma, cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olur.
Herpes Simplex Virüs Tip 1
Genellikle ağızda uçuk ve yaralara neden olurken, daha az sıklıkla genital bölgede de enfeksiyona neden olabilir. Enfeksiyon sonucu oluşan veziküllerin veya içeriğindeki sıvıların öpüşme, cinsel ilişki ve dokunma gibi yollarla başkalarına bulaşması sık görülür.
Herpes Simplex Virüs Tip 2
Genital bölgede uçuk benzeri yaraların en sık nedenidir. Genital herpeste döküntü ağrılı olabilir ve ağrılı cinsel birleşme şikayeti ile ortaya çıkabilir. Cinsel temastan yaklaşık 2-20 gün sonrasında gelişir.
Treponema pallidum
Sifiliz (frengi) hastalığının nedeni olup, cinsel temas ile bulaşmanın yanı sıra kan transfüzyonu yoluyla da bulaşabilmektedir. Aynı zamanda anneden bebeğe, hamilelik ya da doğum sırasında bulaşabilir.
Candida albicans
Kadınlarda çok yaygın görülen bir vajinal mantar enfeksiyonudur. Vajinada yanma, kaşıntı, yoğun beyaz akıntı, sık idrara çıkma, cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olur.
ÖRNEK ALMA
Genital Panel Testinde bakılan infeksiyon etkenleri dış ortama dayanıksız olduğundan, hasta örneğinin uygun şartlarda alınması ve uygun transport besiyerlerine konulması gerekmektedir. Erkeklerde, örneğin sabah ilk idrar örneği olması veya hastanın son 2 saat içerisinde idrar yapmamış olması ve/veya üretra akıntısı örneği alındıktan sonra idrarın alınması önerilir. Hastaya varsa sünnet derisi geri çekilerek steril kap içine idrarın ilk 10-15 ml’sini yapması söylenir. Testin idrar örneğinde çalışılabilmesi, örnek alım kolaylığı açısından bir avantajdır. Kadınlarda jinekolojik muayene sırasında servikal sürüntü örneği alınmalıdır. Muayene öncesinde laboratuvarımızdan örnek alımı ve transportu için gerekli olan malzeme temin edilmelidir.
Örnek Alma
Dar ve geniş içerikli Genital Panel testi kapsamlarını aşağıda görebilirsiniz;
Genital Panel Dar 1
Genital Panel Dar 2
Genital Panel Geniş
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı 97. yılı Kutlu Olsun
/in Haberler19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
Eski Sağlık Ve Çalışma Bakanı Dr. Mehmet Muezzinoğlu’na Ziyaret
/in Haberlerİçlerinde Biruni Laboratuvarı yönetim kurulu başkanımız Dr. Ömer Güzel’ in de olduğu OHSAD Yonetim Kurulu eski Saglik ve Calisma Bakani Dr. Mehmet Muezzinoglu’ nu ziyaret etti.
9. OHSAD Kurultayı / 19-23 Nisan Antalya Belek
/in HaberlerBiruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
Dünya Hemşireler Günü Kutlu Olsun
/in HaberlerBiruni Laboratuvarı olarak tüm hemşirelerimizin hemşireler gününü kutlarız.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
Varlıklarıyla Hayatımıza Anlam Katan Tüm Annelerimizin Anneler Günü Kutlu Olsun
/in HaberlerVarlıklarıyla Hayatımıza Anlam Katan Tüm Annelerimizin Anneler Günü Kutlu Olsun.
Biruni Laboratuvarı 0850 241 77 88
ISAC Alerji Testi
/in BİLİMSEL BÜLTENLER, E-KÜTÜPHANEİçindekiler
ISAC Alerji testi tanısını çok üstün bir seviyeye taşıyan yepyeni bir yöntem. Moleküler Alergoloji’de hastanın spesifik IgE profilini detaylı bir şekilde veren özgün alerjen komponentlerine sensitizasyon ölçülür. Bu sayede, çapraz reaksiyona bağlı semptomlar açıklanır ve hastanın yönetiminde risklerin değerlendirilmesine yardımcı olur.
ISAC Alerji testi ise 48 farklı ana alerjen kaynaktan 112 alerjen komponentinin aynı anda tespit edilmesini sağlar. Duyarlı hastaların gerçek sensitizasyon profiline ışık tutarken, çapraz reaksiyona giren proteinler sayesinde ISAC Alerji testi, proteinlerin türetildiği 48 ana alerjen kaynağa ek olarak yüzlerce alerjen komponent hakkında bilgi verebilir.
Alerji testi, normalde zararlı olmayan bir maddeye karşı vücudun aşırı reaksiyonudur ve eski Yunanca’ da “değişik reaksiyon” anlamına gelir. Alerjenler genellikle protein veya glikoprotein, nadir olarak da polisakkarid yapısında makro moleküller olup, insanda IgE antikor cevabını indüklerler.
Son yıllarda alerjik hastalıkların sıklığının giderek artması nedeniyle, tanısal yaklaşım büyük önem kazanmaktadır. Alerjik hastalıkların tanısında, tüm hastalıklar da olduğu gibi ilk basamak, hastanın semptomlarının ayrıntılı sorgulandığı iyi bir öykü alınması ve özellikle alerjik hastalıkların klinik belirtilerinin arandığı sistemik bir muayenenin yapılmasıdır. Öykü ve fizik muayene sonrasında uygun laboratuvar testlerinin istenmesi ve bunların klinik yorumu son derece önemlidir.
Alerjiler, başta sanayileşmiş ülkeler olmak üzere sağlık ve sosyoekonomik açıdan dünya genelinde çok büyük bir yüktür. Avrupa’daki nüfusun % 40’dan fazlası halen en az bir alerjiden muzdariptir. Bu alerjik hastaların yaklaşık % 70’i polisensitizedir. Çocuklar genellikle atopik dermatit, alerjik rinit ve alerjik astımdan etkilenmektedir. Konvansiyonel tanıları tamamlayan, doğruluğu yüksek in vitro tanılar; optimal hasta yönetimi ve etkili tedavi için gereklidir. Multipleks sistemler, tek bir testte kapsamlı ve ayrıntılı bir hasta profili sunarak tedavi prosedürlerini düzenler.
Spesifik IgE antikorları, insan serumunda ve plazmasında spesifik bir alerjene karşı geliştirilen sensitizasyon sonucu görülür. Dolaşımdaki IgE antikorlarının ölçümü, bir alerjene duyarlılığın nesnel olarak değerlendirmesini sağlar. Genel olarak düşük IgE antikoru seviyeleri düşük bir klinik hastalık olasılığına işaret ederken, alerjene karşı yüksek antikor seviyeleri klinik hastalıkla korelasyon halindedir.
Kantitatif testin klinik değeri
ImmunoCAP Ana Alerjenler ve ImmunoCAP Komponentler
Alerji tanısı, hastanın ayrıntılı bir olgu öyküsü, klinik gözlemler ve Spesifik IgE testinin sonuçlarına dayanır. IgE antikorlarının varlığını saptamak için ImmunoCAP Alerjenleri veya ImmunoCAP Alerjen Komponentleri kullanmak, şüpheli alerji hastalarının güvenilir tanılarına yardımcı olmak için, ana alerjen veya alerjen alt komponentleri tespit etme imkanı sağlar.
ImmunoCAP Ana Alerjenlerin Klinik Değeri
ImmunoCAP alerji testinden gelen sonuçlar, alerjik reaksiyona neden olan spesifik alerjeni tespit etmek ve negatif olan alerjenleri elimine etmek için kullanılır. Sonuçlar, zamanla antikorların spesifik IgE seviyelerinin izlenmesinde de yardımcı olabilir. IgE antikorlarının artışı, erken tanı aşamasında saptanabilir, bu da klinik semptomlar gelişmeden önce sensitizasyona işaret eder ve aşağıdaki risk altındaki hastaların tanımlanmasına yardımcı olur:
ImmunoCAP Alerjen Komponentlerin Klinik Değeri
Moleküler Alergoloji, alerji tanılarına yönelik en son teknolojiye sahip yaklaşımdır. Burada tanımlanan tekli alerjen bileşenleri, geleneksel olarak kullanılan alerjen ekstraktları yerine, moleküler protein bazlı spesifik IgE’lerin saptanması için kullanılır (Şekil 1). Tekil alerjen komponentleri doğrudan alerjen kaynağından izole edilen veya rekombinant şekilde üretilen, yüksek oranda saflaştırılmış proteinlerdir.
Bu komponentlere karşı geliştirilen hassasiyetler ayrı tekil testlerle ölçülerek hastanın hangi komponente duyarlı olduğu kesin moleküler seviyede belirlenir. Bu durum alerjen ekstraktlarını baz alarak yapılan testlerden daha yüksek seviyede standardizasyon ve ayırt edici tanı imkanı sağlar. Moleküler Alergoloji sistemleri, alerjinin hassas tetikleyicisini belirleyebildikleri için, risk değerlendirmesi ve tedavi kararlarını kolaylaştıran güçlü bir tanı oluşturma aracıdır.
Şekil 1. Temel bir alerjen kaynağından, özgün alerjen komponentleri
Alerjen komponentleri bize ne anlatabilir?
Alerjen komponentleri, yapısal benzerliğe sahip olarak farklı protein aileleri altında gruplanmış proteinlerdir. Kaynaklarda farklı miktarlarda bulunan ve farklı kararlılıklara sahip bu komponentlere karşı geliştirilen hassasiyetin nedeni ortak grup özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu proteinlerin özelliklerine bağlı olarak, hastanın geliştirdiği sensitizasyon farklı sonuçlar doğurur. Bazı alerjen komponentleri spesifik, bazıları çapraz reaktiftir.
Moleküler Alergoloji Başka Hangi Katkıyı Sağlar?
Moleküler Alergoloji ile gelişmiş tanı için temel bir alerjen kaynağından, özgün alerjen komponentleri üretilebilir. Bu komponentlere karşı sensitizasyon ayrı bir testte bireysel olarak ölçülür ve kesin bir moleküler seviyede, hastanın hangi komponente duyarlı olduğu belirlenir. Bu bilgi, alerjinin yüksek hassassiyetle teşhisi için temel sağlar. Moleküler Alergoloji’de ekstrakt bazlı testler, komponent spesifik analizlerle birlikte kullanılır.
Ekstrakt hastanın hangi alerjen kaynağına karşı sensitizasyon gösterdiğinin cevabını verirken, alerjen komponentleri risk, spesifiklik ve çapraz reaksiyon hakkında hayati bilgilerin elde edilmesini sağlar.
1) Klinik reaksiyon riskini belirler
Moleküler Alergoloji, sensitizasyonla bağlantılı risk üzerine sonuçlar çıkarır. Kararlı alerjen komponentlerine sensitizasyon, sistemik reaksiyonların yanı sıra lokal reaksiyonları da ortaya çıkarabilirken, kararsız komponentlere sentisizasyon esas olarak lokal reaksiyonlarla bağlantılıdır.
Şekil 2. Sık görülen alerjen proteinleri ile ilişkili risk düzeyleri
Spesifik komponentler – alerji kaynaklarını açığa çıkaran benzersiz ipuçları sağlar.
Her alerjen kaynağı tipik olarak hem spesifik hem de çapraz reaktif alerjen komponentleri içerir. Spesifik alerjen komponentler, hemen hemen elde edildikleri kaynaklarla benzersiz olarak ilintilidir ve sadece sınırlı sayıdaki yakından ilişkili türlerde az miktarda bulunur. Her alerjen kaynağı bir veya birkaç spesifik alerjen komponenti içerebilir. Bunların herhangi birine sensitizasyon, kişide gerçek bir sensitizasyon olduğunu gösterir; bu ilgili alerjen kaynağının klinik semptomların başlıca nedeni olduğu anlamına gelir.
2) Çapraz reaksiyona bağlı semptomları açıklar
Çapraz reaksiyon veren antikorlar tarafından ortaya çıkarılan semptomlar, hasta yönetimi ve uygun kaçınma tavsiyesi vermek için önemli olan gerçek sensitizasyonun neden olduğu belirtilerden ayırt edilebilir. Sadece çapraz reaksiyon sensitizasyonun tespit edildiği durumlarda, primer sensitizörü bulmak gereklidir.
Çapraz reaktif komponentlerin tanımlanması
Tedaviye başlamadan önce alerjinin tam tetikleyicisinin tespit edilmesi önemlidir. Bununla birlikte hastaların; deri testlerinde ve ekstrakt bazlı antikor testleri gibi klinik testlerde alerjenlerin çapraz reaksiyon göstermesi yaygın karşılaşılan bir durumdur. Allerjen kaynaklarının ve en önemli pan-alerjenlerinin her birinin bileşenlerinin analizi, alerji semptomlarının tam tetikleyicilerinin hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlar.
Çapraz reaksiyon, huş ağacı poleniyle ilişkili gıda alerjisi, bir çok huş poleni alerjisi hastasını etkileyen bir sendrom tarafından örneklenebilir. Çapraz reaksiyonun temelini oluşturan moleküler sebep, huş ağacı polen alerjisi olan hastaların Bet v 1 komponentine özgü spesific IgE antikorlarına sahip olmalarıdır. Bet v 1, pek çok gıdada ilgili proteinlere, örneğin soya ve yer fıstığı ile yapısal benzerliğe sahiptir. Böylece, hastanın Bet v 1 huş ağacına karşı IgE antikorları soya ya da fıstık bu ilgili proteinlerle çapraz reaksiyona girer.
Şekil 3 : PR-10, Protein- ısıya ve sindirime duyarlıdır. Pişmiş gıdalar sıklıkla tolere edilir. Çoğunlukla OAS gibi lokal semptomlar ile ilişkilidir. Polenlere, meyve ve sebzelere gösterilen alerjik reaksiyonlarla ilişkilidir.
3) Uygun Terapinin Seçimi- Spesifik İmmünoterapi (SIT) için doğru hastaları belirlemeye katkıda bulunur.
Başarılı bir Spesifik İmmünoterapi için spesifik alerjen komponentlerine karşı sensitizasyonun belirlenmesi gereklidir. İlgili alerjen kaynağından ekstrakte edilen komponente karşı gerçek bir sensitizasyon geliştiren hastalarda uygulanacak tedavinin sonucu bu bulgular ışığında olumlu yönde olacaktır. Hasta birincil olarak alerjen ekstraktlarının ana bileşenlerine karşı hassaslaştığı zaman SIT’lerin başarı olasılığı yüksektir. Sadece moleküler alerji tanıları bu tür derinlemesine bilgileri sunabilir. Daha sonra en uygun tedavi yöntemi seçilebilir ve hastalar gereksiz yere alerjenlerden uzak durma stresinden veya etkisiz SIT’lerden kurtulur.
Şekil 4 : Rekombinant alerjen bazlı tanı testleri ile huş ağacı ve çayır otu alerjene özgü spesifik immunoterapi
Protein Stabilitesi ve Miktarı
Gıda alerjeni komponentleri, ısıtılmaya ve sindirime karşı farklı stabilite gösterir ve alerjen kaynağındaki içerikleri değişebilir. Hem stabilite hem de miktar, komponentin ait olduğu protein ailesi tarafından yansıtılır. Bu nedenle, hastanın sensitizasyon profili ve tanımlanan komponentlerin hangi aileye ait olduğunu bilmek suretiyle sensitizasyonlar ile ilişkili riski değerlendirmek mümkündür.
Şekil 5 : Bir alerjen familyasındaki yapısal benzerliğe bağlı olarak allerjen moleküllerinin immünoglobulin E (IgE) seviyeleri.
a. 2S albüminleri (fındık, bakliyat ve tohumlarda stabil depolama proteinleri) arasında değişken, sınırlı çapraz reaktivite.
b. Bet v 1-PR-10 homolog gıda alerjenleri arasında değişken çapraz reaktivite.
c. Profilinlerin güçlü şekilde korunmuş ve benzer yapısına bağlı olarak yüksek çapraz reaktivite (polen, lateks ve gıdalarda)
Örneğin yumurta alerjisinde Gal d1 (ovomukoid) ana alerjendir ve alerjik reaksiyon şiddetinin bir göstergesi olarak kullanılır. Isıya-duyarlı Gal d2 (ovalbümin), Gal d3 (konalbümin) ve Gal d4 (lizozim) bileşenlerine karşı duyarlılıklar, yalnızca çiğ veya hafif pişmiş yumurta tüketimiyle ortaya çıkan belirtilerle ilişkilidir. Ovalbümin aşılarda kullanılır ve lizozim koruyucu madde olarak kullanılır, dolayısıyla bu bileşenlere karşı duyarlılığı olan hastalar ilgili bileşeni içeren ilaç veya gıda ürünlerine karşı reaksiyon gösterebilir. Yine benzer şekilde Bos d8’e (kazein) karşı reaksiyon, süt ve süt ürünlerine karşı güçlü bir alerjiye işaret eder. Kazein sıklıkla bir katkı maddesi olarak kullanılır, bu nedenle kazeine karşı duyarlılık çikolata veya patates cipsi gibi pek çok farklı gıdalara karşı duyarlılığa neden olabilir. Bos d (laktoferrin), Bosd4, Bos d5 ve Bos d6 bileşenleri ısıya karşı duyarlıdır ve bu bileşenlere karşı duyarlılıklar esas olarak taze süte karşı olan reaksiyonlarla ilişkilendirilir. Bos d6’ya (sığır serum albümini) karşı antikorlar ayrıca sığır etine karşı bir reaksiyona da neden olabilir.
Şekil 6 : Alerji tanısı için serolojik testler
ImmunoCAP ISAC Alerji Testi(İmmuno Solid-phaseAllergenChip)
Serumda IgE antikorlarının saptanması tip I alerjilerin teşhisinde önemli bir rol oynamaktadır. Şu anda kullanılan ekstrat bazlı spesifik IgE antikorları yöntemi İmmunoCAP-FEIA, alerji tanısında altın standarttır. Ancak bu test sadece sınırlı sayıdaki alerjenlerin eşzamanlı
olarak belirlenmesine izin verirken, Immuno CAP ISAC, 48 farklı ana alerjen kaynaktan 112 alerjen komponentinin aynı anda tespit
edilmesini sağlar. Bu sistem diziye dayalı, biochip teknolojisidir ve alerjen komponentler için spesifik IgE antikorlarının ölçümünde en
gelişmiş in vitro tanı testidir. ISAC Alerji testi kapsamlı ve spesifik bir IgE antikor profili tanımlanmasını kolaylaştırır.
ImmunoCAP ISAC yarı kantitatif bir testtir ve sonuçlar, 0.3 – 100 ISU-E ölçme aralığı içinde spesifik IgE antikor düzeyleri ISAC Standart Birimlerde (ISU) bildirmektedir.
ISAC Alerji Testi Avantajları:
112 alerjenik proteinin eşzamanlı analizi,hastanın klinik durumuna neden olan alerjenleri tek bir kan örneğinden tam ve hızlı bir şekilde belirlememize olanak tanır. Alerjenik protein çalışmalarının çok geniş yelpazesi, beklenmedik hassaslaşmaları vurgulamayı ve/veya diğerlerini ekarte etmeyi mümkün kılmaktadır. Sonuç olarak analiz, kişiye özel bir tedaviye yol açarak, tanıdaki iyileşme ile bireysel bir sensitizasyon profili elde etmeyi sağlar. Bütün bunlar hastanın yaşam kalitesinin artmasına yardımcı olurken, analizin ekonomik maliyeti, tek tek spesifik IgE’lerin analiz edilmesinden çok daha azdır. Çoğu alerjik hasta sayısız alerjene pozitif test sonuçları verir ve farklı alerjenler ve reaksiyonların rolü ile ilgili kesin olmayan tıbbi geçmişi nedeniyle semptomların gerçek nedeni belirlenemeyebilir.
Bu hastaların tanı ve tedavisinde ImmunoCAP ISAC;
Çapraz reaksiyona giren proteinler sayesinde ImmunoCAP ISAC Alerji testi, proteinlerin türetildiği 48 ana alerjen kaynağa ek olarak yüzlerce alerjen komponenti hakkında bilgi verebilir. ImmunoCAP ISAC, beklenmeyen duyarlılıkları ortaya çıkarabilir veya geniş bir alerjen serisi için IgE sonuçlarını vererek alerjiyi ekarte etmeye yardımcı olabilir. Sonuç olarak, hastalar açısından etkili ve optimize edilmiş tedavi prensipleri daha erken başlatılabilir ve hasta sağlığı temin edilirken, yaşam kalitesi arttırılmış olur.
Çapraz reaksiyon veren alerjen komponentleri daha yaygın olarak dağılır ve çok geniş bir yelpazede alerjen kaynakları arasında paylaşılabilir. Yapısal benzerliklerinin yüksek olması nedeniyle, IgE antikorunun çapraz reaksiyonuna neden olabilirler.
Farklı protein ailelerinden gelen bileşenler şiddeti değişen belirtiler ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, moleküler profilleme bir hastada anafilaktik şok gibi ciddi sistemik reaksiyonlar riskinin düşük veya yüksek olup olmadığını belirleyebilir. Sonrasında, hayati tehlike oluşturan reaksiyon riski altındaki hastalara, alerjenden kaçınma ve acil durumlarda alınması gereken uygun tedbirler konusunda tavsiyelerde bulunulabilir. Örneğin, eğer bir hasta profilinler ailesindeki alerjenlere karşı duyarlı ise, genel olarak daha hafif semptomlar beklenebilir. Depo proteinleri ailesine ait alerjenlere karşı duyarlı olan hastalarda ise hayati tehlike oluşturan sistemik reaksiyonların görülme riski yüksektir. Ayrıca, protein ailelerinin ısıya dayanıklıklarında farklılıklar bulunması gıda alerjilerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Oral alerji sendromu (OAS) prevelansı artmaktadır. Şu anda İngiltere’de birincil bakım uygulamalarında nüfusun yaklaşık % 2’sini etkilediği bildirilmektedir. Klinik öykü ile sıklıkla teşhis edilebilmesine rağmen, çiğ meyve veya sebzeleri veya bazen çiğ kuruyemişleri yedikten sonra tipik oral semptomları olan hastalar için doğrulayıcı testlere ihtiyaç artmaktadır. Oral alerji sendromu olan hastalar ile fındık alerjisi olan hastalar arasındaki semptomların çakışması, genellikle, hasta yönetiminde bilgilendirmek ve riski sınıflandırmak için mevcut testleri kullanarak daha kesin bir tanımlama gerektiren bir alandır. ISAC Alerji testi ile çok sayıda rekombinant proteinlerin test edilmesi hastaların PR-10 ve / veya profilin proteinlerine (sadece birleşik düşük şiddetli klinik reaksiyon riski) veya lipid transfer proteini veya fıstık depolama proteinlerine (şiddetli reaksiyon riski daha yüksektir) reaksiyonun açıklığa kavuşturulmasında özellikle yararlıdır.
ISAC Endikasyonları:
ISAC ALERJEN PROTEİN AİLELERİ
ImmunoCAP ISAC Alerji testi tek bir adımda büyük bir miktarda alerjene ait spesifik IgE antikor bilgisi sağlar. Çapraz reaksiyona giren proteinler sayesinde ImmunoCAP ISAC, proteinlerin türetildiği 51 kaynağa ek olarak yüzlerce alerjen kaynağı hakkında bilgi verebilir.
ISAC Immunocap Çapraz Reaksiyon Haritasını İncelemek İçin Lütfen Tıklayınız
Depo proteinleri
Profilin (1)
PR-10 proteini, Bet v 1 homologu (1)
Polcalcin (Kalsiyuma bağlanan proteinler) (2)
LTP (spesifik olmayan Lipid Transfer Proteinler, nsLTP) (1)
CCD (2)
Lipokalin (3)
Parvalbümin (3)
Serum albümini (3,4)
ISAC ÖNEMLİ ALLERJEN KOMPONENTLERİ
Gal d 1, Ovomucoid (yumurta beyazı) (3)
Tropomiyozin (3)
Ara h 1, 2, 3, 6, 8 ve 9 (yer fıstığı) (3)
Gly m 4, 5 ve 6 (soya) (3)
Alt a 1 (Alternaria) (3)
Tri a 19, Omega-5 gliadin (buğday) (5,6,7)
ImmunoCAP ® ÇAPRAZ REAKSİYON HARİTASI
/in BİLİMSEL BÜLTENLER