SELENYUM

Yüksek konsantrasyonları toksik olan selenyum, eser element olarak vücut için esansiyeldir. Vücudumuzda bir çok enzimin kofaktörüdür ve temel olarak antioksidan fonksiyonuyla bilinir. Selenyumun bazı kanser tiplerine karşı koruyucu olabileceği, erkek fertilitesini artırdığı, kardiyovasküler mortalitede azalma sağladığı ve astımda inflamatuar mediatörlerin yapımını baskıladığı gösterilmiştir (1).

SELENYUM

Selenyum adı, eski Yunanda ay tanrıçası Selene’ den gelmektedir. 1800’ lerin başında modern kimyanın kurucularından olarak nitelendirilen İsveçli Jöns Jakob Berzelius tarafından ilk kez keşfedilmiştir. Ancak bir asır sonra eser element olarak fonksiyonları tanımlanmaya başlanmıştır (2). Periyodik cetvelde 34. Sırada bulunmaktadır ve atom ağırlığı 78.96’ dır.

Selenyum insan sağlığı için önemli ve gerekli olan esansiyel eser elementlerden biridir. Özellikle E vitamini ile birleştiğinde antioksidan olarak çalışır ve hücre yapısına zarar veren serbest radikallere karşı koruma sağlar. İnsanlarda organizmayı oksidatif hasarlardan koruyan glutatyon peroksidazların, deiyodinazların, tiyoredoksin redüktazın ve selenoprotein P’ nin de dahil olduğu pek çok metabolizmada rol oynamaktadır. Selenyum, iz element olarak inflamatuar, immunregülatuar ve endokrin
fonksiyonların düzenlenmesi için hem yapısal ve hem de kofaktör olarak rol alır. Vücudumuzda bulunan serbest radikaller hücre yapısı dışında DNA’ya zarar verebilir, kalp hastalıkları ve kanser türleri dahil olmak üzere çeşitli hastalıklara zemin hazırlar. Selenyum gibi antioksidanlar serbest radikalleri nötralize ederek zararlarını en az düzeyde tutar (3).

Selenyum organik (Selenometiyonin ve Selenosistein) ve inorganik (Selenat ve Selenit) olmak üzere iki formda bulunur (4). Hayvan ve insan dokularındaki selenyumun büyük çoğunluğu selenometiyonin formundadır. İskelet kası total selenyum miktarının yaklaşık %28 ile %40’ a varan bölümünü içermesiyle selenyum depolanmasının major bölümünü oluşturur (5).

Selenyum durumunun çok sıklıkla kullanılan göstergesi plazma ve serum konsantrasyonlarının ölçümüdür. Serum ve idrar selenyum konsantrasyonları son günlerde alınan selenyum miktarını yansıtır. Bir ya da daha fazla selenoproteinlerin (Glutatyon peroksidaz ve selenoprotein P gibi) miktar ölçümü de selenyum durumunun fonksiyonel ölçümü olarak kullanılır (5).

SELENYUM KAYNAKLARI

Selenyum, hayvan dokularında proteinle birleştiğinden et, et ürünleri ve balık en güvenilir kaynaklardır. Arpa, buğday gibi tahıl ve tohumlar da yetiştiği toprağın selenyum içeriğine bağlı olarak çeşitli miktarlarda selenyum içermektedir. Karaciğer, pekmez, süt ve süt ürünleri, yumurta, tereyağı, mantar, sarımsak, soğan, kırmızı biber, lahana, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler ve tavuk eti bol miktarda selenyum içeren besinler arasındadır.

SELENYUM FONSİYONLARI

Selenyum birçok besinde doğal olarak ve vitamin takviyesi şeklinde preparatlarda bulunabilir. Biyolojik etkilerini yapısında yer aldığı selenosistein aminoasidini içeren selenoproteinler yoluyla gösterir. Bu etkiler; üreme, tiroid hormonu metabolizması, DNA sentezi, enfeksiyon ve oksidatif hasarın önlenmesi şeklinde sıralanabilir (3). Selenyum ilk araştırmalarda antikarsinojenik etkileri ile ilgi çekmiştir. Daha sonra 1990’lı yıllarda tiroid hormon metabolizması üzerindeki etkileri araştırılmaya başlanmıştır.
Selenyum ile ilgili yapılan çalışmalar arttıkça, dünyada ve Türkiye’de uzun yıllardır devam eden iyot suplementasyonu yanında, sağlıklı ve bilinen tiroid patolojisi olan kişilere, özellikle gebelere selenyum suplemantasyonu yapılıp yapılmaması gerektiği giderek artan sorular arasındadır (1).

 

SELENYUM EKSİKLİĞİ

Çin’in bazı bölgelerinde görülen ve kardiyomiyopatiye yol açan Keshan Hastalığı ile osteoartrite yol açan Kashin-Beck Hastalığı dışında Se eksikliği bildirilmemiştir (7).

SELENYUM TOKSİSİTESİ

Selenyum yüksek dozlarda alındığında toksiktir. Sülfoproteinlerin yapısındaki sülfürler yer değiştirerek enzimlerin, özellikle de solunum enzimlerinin inhibisyonuna yol açar (7)

ÇEŞİTLİ HASTALIKLARDA SELENYUMUN ROLÜ

SELENYUM VE KANSER

Çeşitli deneysel modellerde Selenyumun tümörogenezi inhibe ettiği gösterilmiştir (8). Yapılan hayvan modeli çalışmalarının üçte ikisinde selenyum eklenmesi ile tümör insidansında düşme gösterilmiştir. Selenyum’un in vitro olarak insan prostat kanser hücrelerinin büyümesini durdurduğu, temel içeriği Selenyum olan selenoproteinlerinin bazı transgenik fare modeli ve insan prostat kanser hücrelerinde baskılandığı ve ayrıca insanlarda oral alınan Selenyum’un selektif olarak prostat dokusu tarafından tutulduğunun gösterilmesi dikkatleri Selenyum üzerine çekmiştir (9). Anti oksidan etkisi, immün fonksiyonları arttırması, apopitozisi indüklemesi, hücre proliferasyonunu inhibe etmesi, karsinojen metabolizmasını değiştirmesi, yüksek Selenyum varlığında metabolitlerinin hücre toksisitesini sağlaması ve testosteron üretimini baskılaması gibi Selenyum’un antikanserojenik etkisini açıklamada ileri sürülen çok sayıda potansiyel mekanizma vardır (10-11). Kanser önleyici modellerde
Selenyumun biyoaktif formu metilselenol kullanılmaktadır (12). Epidemiyolojik çalışmalar gastrointestinal ve Prostat kanserini de içeren bazı kanserler ile Selenyum miktarı arasında ters bir ilişki olduğunu göstermektedir (13).

SELENYUM VE TİROİD

İlk kez 1987’de Goyens ve arkadaşları tarafından Afrika’nın endemik guatr bölgesinde kretenizmli çocuklarda serum selenyum ve glutatyon peroksidaz düzeylerinin düşük olduğu saptanarak bu çocuklarda toksik oksijen hasarının ve selenyum eksikliğinin tiroid bezi destrüksiyonuna yol açabileceği belirtilmiştir (14). Türkiye’den Aydın K. ve ark. tarafından yapılan bir çalışmada endemik guatr bölgesinde iyot ve selenyum eksikliğine bağlı olarak önemli oranda guatr bulunduğu, tiroid fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilendiği, iyot ve Se desteği yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır (15).

SELENYUM VE VİRAL ENFEKSİYONLAR

Selenyum eksikliği İnfluenza, HIV ve Coxsackie virus gibi viral enfeksiyonların artmış insidansı, virulansı ve hastalığın seyri ile ilişkilendirilmiştir (16).

SELENYUM VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Yeterli selenyum tüketimi birçok yönden bağışıklık sisteminin fonksiyonları için esansiyeldir. Mc Kenzie ve arkadaşları selenyum eksikliğinin bazı spesifik yollardan immünite hücrelerinin etkinliğini baskıladığını göstermişlerdir.
Birçok ek çalışmalar da artmış selenyum alımının bağışıklık sistemini güçlendirdiği görülmüştür (17).

 

SELENYUM VE ASTIM

Yapılan çalışmalarda, astımlı hastaların kan selenyum düzeylerinin düşük olduğu gözlenmiştir. Hamilelikte selenyumdan fakir beslenmenin bebekte selenyum eksikliğine yol açtığı ve kan selenyum düzeyleri düşük doğan çocuklarda ileride daha fazla astım geliştiği görülmüştür (18,19).

KAYNAKLAR

1.  Türk Jem 2010; 14: 76-9

2.
 Köhrle J. Eser element selenyum ve tiroid bezi. Biochimie 1999;81:527-33.

3.
 Sunde RA. Selenyum. İçinde: Ross AC, Caballero B, Cousins ​​RJ, Tucker KL, Ziegler TR, eds. Sağlıkta ve Hastalıkta Modern Beslenme. 11. baskı. Philadelphia, Pensilvanya: Lippincott Williams & Wilkins; 2012:225-37

4.  Sunde RA. Selenyum. İçinde: Bowman B, Russell R, eds. Beslenme Konusunda Mevcut Bilgiler. 9. baskı. Washington, DC: Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü;2006:480-97

5.
 Terry EN, Diamond AM. Selenyum. İçinde: Erdman JW, McDonald IA, Zeisel SH, eds. Beslenme Konusunda Mevcut Bilgiler. 10. baskı. Washington, DC: Wiley-Blackwell; 2012:568-87

6.  Tıp Enstitüsü Gıda ve Beslenme Kurulu. Diyet Referans Alımları: C Vitamini, E Vitamini, Selenyum ve Karotenoidler. National Academy Press, Washington, DC, 2000.

7. Biyokimya, 2.Baskı, Figen Gürdöl Evin Ademoğlu

8.  Nakamura A, Shirai T, Takahashi S, Ogawa K, Hirose M, Ito N. 3,2′-dimetil-4-aminobifenilin başlattığı oran prostat karsinogenezinde doğal olarak oluşan antioksidanlar tarafından modifikasyon eksikliği. Kanser Lett. 1991:58;241-6.

9.  Calvo A, Xiao N, Kang J, Best CJ, Leiva I, Emmert-Buck MR, ve diğerleri. Prostat kanseri ilerlemesi sırasında gen ekspresyon profillerindeki değişiklikler: fare ve insan tümörlerinde tümör oluşumu ve selenoprotein-P’nin aşağı regülasyonu ile fonksiyonel korelasyonlar. Kanser Arş. 2002:62;5325-35.

10.  Redman C, Scott JA, Baines AT, Basye JL, Clark LC, Calley C, ve diğerleri. Selenometiyoninin seçilmiş üç insan tümör hücre hattının büyümesi üzerindeki inhibitör etkisi. Kanser Lett. 1998:125;103-10.

11.  Thompson HJ, Wilson A, Lu J, Singh M, Jiang C, Upadhyay P, ve diğerleri. Organik ve inorganik selenyum formunun meme karsinomu hücre dizisi üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması. Karsinojenez 1994:15;183-6.

12.  Ip C, Thompson HJ, Zhu Z, Ganther HE. Metilseleninik asidin in vitro ve in vivo çalışmaları: monometillenmiş bir selenyum metabolitinin kanserin kemoprevensiyonu için kritik olduğuna dair kanıt. Kanser Arş. 2000:60;2882-6

13.  Li JY, Taylor PR, Li B, Dawsey S, Wang GQ, Ershow AG, ve diğerleri. Linxian, Çin’de beslenme müdahalesi denemeleri: özofagus displazisi olan yetişkinler arasında çoklu vitamin / mineral takviyesi, kanser insidansı ve hastalığa özgü ölüm oranı. J Natl Kanser Enstitüsü 1993:85;1492-8.

14.  Goyens P, Golstein J, Nsombola B, Vis H, Dumont JE. Miksoedematöz endemik kretinizmin patogenezinde olası bir faktör olarak selenyum eksikliği. Acta Endocrinol 1987;114:497-502.

15. Aydın K, Kendirci M, Karaküçük Eİ, Kırış A, Muhtaroğlu S, Tutuş A, Kurtoğlu S. Bir endemik guatr bölgesindeki 7-12 yaş grubu ilkokul çocuklarında tiroid volümleri, tiroid fonksiyonları, iyot ve selenyum düzeyleri. Türk Pediatri Arşivi 1998;33:205-10.

16.  Selenyum, bağışıklık fonksiyonu ve viral enfeksiyonlara karşı direnç Harsharn GILL ve Glen WALKER Temel Endüstriler Departmanı, Werribee Merkezi, Werribee, Victoria, Avustralya. Trition & Diyetetik 2008; 65 (Ek 3): S41–S47

17.  Avrupa Klinik Beslenme Dergisi (2004) 58, 391–402 & 2004 Nature Publishing Group Tüm hakları saklıdır 0954-3007/04

18.  Devereux ve diğerleri; Clin Exp Alerji 2007

19. Koçyiğit et al; Biol Trace Elem Res 2004