Minerallerin metaller ile birlikte incelenmesi optimum değerlendirme için önemlidir.

Çeşitli enzimlerin tetikleyicisi (kofaktör) olarak besinler ile dışarıdan aldığımız selenyum, magnezyum, çinko, krom, kobalt, mangan, bakır gibi eser elementler (mineraller) tüm metabolik süreçlerde kritik rol oynar.

Bağırsak bariyer geçirgenliği artışı ile hücre için gerekli minerallerin bağırsaktan emilimi bozulurken gereksiz birçok metal de vücuda girerek organ ve dokularda birikebilir. En fazla yüksekliği görülen 4 toksik metal (civa, nikel, kadmiyum, kurşun) ve bu toksik metallerle en fazla etkileşen minerallerin (selenyum, magnezyum, çinko, kalsiyum) bir arada değerlendirilmesi çok önemlidir.

Bazı toksik metaller, hayati önem taşıyan mineraller ile rekabet ederek onların bağlanma ve etki etme alanlarını engellerler. Böyle bir rekabetin kadmiyum ile çinko, nikel ile magnezyum, kurşun ile kalsiyum arasında olduğu bildirilmiştir. Civa ise selenyum ile yarışarak selenyumun etkisini bloke eder. Bu durumda selenyum normal düzeyde olsa bile fonksiyonel değildir

Minerallerin hücre içi + hücre dışı ölçümü neden önemlidir?

Minerallerin sadece hücre dışı (serum) ölçümü özellikle hücre içinde fonksiyon gören manganez, çinko, magnezyum, selenyum ve bakır gibi minerallerin doğru değerlendirilmesi için yeterli değildir. Örneğin; sadece %7 si serumda bulunan çinkonun serum ölçümü bize çinko düşüklüğü hakkında yeterli bilgiyi vermez. Çinkonun % 93’ü hücre içindedir ve düşüklüğü erken aşamada ancak hücre içinde görebiliriz.

Altın standart yöntem ICP MS MS ile tüm kan hücreleri parçalanıp çalışmaya dahil edildiği için mineraller hem hücre içi hem hücre dışında hem de doku aralıklarında ölçülür. Yapılan bu mineral analizi mineral dengesinin optimum şekilde değerlendirilmesine olanak sağlar