ARI ALERJİSİ

Yazı Boyutunu Değiştirebilirsiniz

Günlük yaşamımızda en çok karşılaşılan ve anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlara yol açan böcek türü Insecta sınıfının Hymenoptera takımıdır. Hymenoptera kelimesi eski Yunanca’da membran anlamına gelen ‘hymenos’ ve kanat anlamına gelen ‘ptera’ kelimelerinden türemiştir. Çeşitli arı ve karınca türlerini kapsayan, dört adet membranımsı kanadı olan böceklere verilen genel isimdir. Hymenoptera takımı içinde en sık karşılaşılan böcek sokmaları, arılara bağlı olarak meydana gelenlerdir. Hymenoptera takımına mensup üç aile alerji bakımından önemlidir. Bunlar Vespidae, Apidae ve Formicidae’dır (1-2).

Arı alerjisi, klasik IgE aracılıklı (Tip I aşırı duyarlılık reaksiyonu) alerjik hastalıklardan biridir. M.Ö. 26. yüzyılda Mısır kralı Menes’in bir yabani arı tarafından başparmağından sokulması sonucu ölümü, hiyerogliflerde kayıtlara geçmiş olan ve arı alerjisi sonucu tarihte bilinen ilk ölüm olayıdır. Arı sokmaları sonucu gelişen anafilaksiye bağlı ölüm olgularının sayıları ülkelere ve yıllara göre değişmekle birlikte, çeşitli ülkelerde 1 yılda ve bir milyon nüfus başına bildirilen ölüm olgusu sayılarının 0,09-0,45 arasında olduğu bildirilmektedir. Ancak arı sokmalarına bağlı anafilaksi sonucu görülen ölümlerin tanımlanmasında bazı zorluklar, yanlış ve eksik tanımlamalar bulunması nedeniyle gerçek ölüm oranlarının bildirilen rakamlardan daha yüksek olabileceği düşünülmekte; özellikle ani ve açıklanamayan ölüm olgularının bir kısmının arı alerjisine bağlı olabileceği belirtilmektedir.

Vespula türleri Amerika’nın kuzeyinde ve Avrupa’da en sık görülen arılar iken, Avrupa’nın Akdeniz kıyılarında Polistes ve Vespula türleri daha sık görülmektedir. Ülkemizde en sık bal arısı (Apis mellifera) ve yaban arısı (Vespula vulgaris) görülmektedir.

Hymenoptera’ların sebep olduğu böcek sokmalarının genel toplumdaki sıklığının yaklaşık %57 ile %95 arasında olduğu bildirilmiştir (3). Arı sokmalarında çoğu kez ağrı, şişlik, kızarıklık meydana gelir ve bu belirtiler genellikle soğuk uygulama, antihistaminiklerin kullanılması gibi basit tedavi ile birkaç saat ya da gün içinde kaybolur. Daha geniş lokal reaksiyonlar yetişkinlerin %10-15’inde görülür ve 1 haftada kaybolur. Sistemik alerjik reaksiyonların yetişkinlerde %3, çocuklarda %0.4-0.8 oranında görüldüğü bildirilmiştir (4,5). Ülkemizde yapılan bir araştırmada ise bu oran %2.2 olarak saptanmıştır (6).

Arı Alerjisi Belirtileri Nelerdir?

Arı alerjisi öngörülemeyen bir durumdur. Bir kişiyi arı soktuğunda sadece soktuğu yerde geçici hafif ağrı, yanma, kaşıntı ve kızarıklıkla beraber ufak bir şişlik oluşabilir. Bu normal bir reaksiyondur ve genellikle tedavisiz iyileşir. Bazı kişilerde ise arının soktuğu yerdeki şişlik giderek büyüyebilir. Çok az kişide ise belirtiler arının soktuğu yerden uzaktaki vücut bölgelerinde hemen (30 dakika içinde) ortaya çıkar. Bu durumda “alerjik şok” tablosu dediğimiz nefes darlığı, hırıltılı solunum, çarpıntı, bayılma, karın ağrısı bulantı ve kusma, ishal, tüm vücutta kaşınma ve kızarıklıklar, yüzde, dilde ve deride şişlikler ortaya çıkabilir. Hayati tehlike arz eden belirtiler ise boğaz ile dilde şişme, ses kısıklığı ve tansiyon düşmesidir. Bu belirtilerin bir veya birkaçı beraber bulunabilir. Bu durum sistemik yani genel bir alerjik reaksiyona işaret eder ve seyrek de olsa ölümle sonuçlanabilir.

Arı sokması sonucu sistemik alerjik reaksiyon gelişme öyküsü olan olgularda ikinci bir arı soktuğunda reaksiyonun görülme riski daha da artmaktadır. İlkinde reaksiyon hafif bile olsa tekrarında çok daha ciddi reaksiyon gelişme olasılığı vardır. Bu durum anafilaksi riski taşıyan kişilerin yaşamını olumsuz yönde etkilemekte ve arı sokacak korkusuyla sıklıkla yaşam tarzlarını değiştirmelerine neden olmaktadır.

Arı Alerjisinde Tanı

Arı alerjisinde hastaların verdiği bilgiler oldukça karakteristiktir. Arı alerjisinin tanısında hastanın sorgulanması, deri testleri ve laboratuvar kan testleri önemlidir. Hasta çok iyi sorgulanmalı, geçmişteki arı sokmalarının zamanı, ne gibi özellikler taşıdığı, reaksiyonun nasıl seyrettiği ve beraberinde ne gibi şikayetlerin ortaya çıktığı araştırılmalıdır.

Arı Alerjisi Tedavisi

Hayatı tehdit eden reaksiyon geçiren hastaların acil durumlarda kullanmak üzere yanlarında adrenalin (epinefrin) enjektörü taşımaları gerekir. Bu hastalara ayrıca arı zehri (venom) ile immünoterapi (aşı tedavisi) uygulanması gerekir. İmmünoterapi tedavisi düşük dozdan başlayarak giderek artan dozlarda arı zehrinin vücuda verilmesi şeklinde uygulanan bir tedavidir.

Hastaların ayrıca arı sokmasından kaçınmak için arıların bulunduğu bölgelerden uzak durmak, arıları provoke etmemek, yanlarında arıları cezbeden meşrubat, yiyecek bulundurmamak şeklinde önlemler alması gerekir.

Arı zehri, biyojenik aminler, bazik peptitler ve çoğu enzimatik aktiviteye sahip yüksek moleküler ağırlıklı proteinlerin yanı sıra düşük moleküler ağırlıklı maddelerin bir karışımıdır. Şimdiye kadar tanımlanan bal arısı zehri alerjenleri, 3 ila 200 kDa arasında değişen moleküler kütleye sahip proteinler veya glikoproteinlerdir.

Bal Arısı Majör Alerjenleri

  1. Fosfolipaz A2 (Api m1):
    Bal arısı fosfolipazı oldukça güçlü bir alerjendir, inhalasyon yoluyla da alerjenik etki gösterir. Venom kuru ağırlığının %7-15’ini oluşturur.
  2. Hyalüronidaz (Api m2): Venom kuru ağırlığının %0.5-1.5’ini oluşturur.
  3. Asit fosfataz (Api m3)
  4. Melittin (Api m4)
  5. Alerjen C (Api m5): Molekül ağırlığı 95 kDa’dır. Tek bir zincirden oluşmuştur. Labil yapıda bir enzimdir.
  6. CRP/Icarapin (Api m10)
  7. Vitellogenin (Api m12)

Son yıllarda, bal arısı zehri alerjenlerinin tanımlanması ve karakterizasyonunda çok ilerleme kaydedilmesine rağmen, bal arısı zehrinde 100’den fazla protein ve peptit tanımlandığından bu resim çok daha karmaşık olabilir.

Yapılan çalışmalar, 6 ana alerjenin (Api m 1-5, 10) kombinasyonunun, bal arısı zehrine duyarlılığı olan hastalar için yaklaşık %95’lik bir teşhis duyarlılığı olduğunu göstermektedir.

Laboratuvarımızda Balarısı Zehri (Honey Bee Venom) için yapılan testler;

  • SpIgE  Balarısı Zehri (Honey Bee Venom)
  • SpIgE rApi m 1 Phospholipase A2, (Honey bee; Apis mellifera – Arı)
  • SpIgE rApi m 10 Icarapin, (Honey bee; Apis mellifera – Arı)
  • SpIgE rApi m 2 Hyaluronidase, (Honey bee; Apis mellifera – Arı)
  • SpIgE rApi m 5 Dipeptidyl peptidase, (Honey bee; Apis mellifera – Arı)

Yaban Arısı Majör Alerjenleri

1a) Antijen 5 (r Ves v 5):  (Vespula);  Yellow jacket (ABD), Common wasp (Avrupa)
1b) Antijen 5 (r Pol d 5):  (Polistes);    Paper wasp(ABD,   Avrupa), Wasp (ABD)
2) Fosfolipaz A1 (r Ves v 1): Bal arısı fosfolipazından farklı bir alerjendir.
3) Hyalüronidaz (r Ves v 2)
4) DPP IV (r Ves v 3)
5) Vitellogenin (r Ves v 6)

Laboratuvarımızda yaban arıları için yapılan testler;

  • SpIgE i2 Eşekarısı Zehri (White Faced Hornet Venom)
  • SpIgE i3 Yabanarısı Zehri (Common Wasp/Yellow Jacket Venom)
  • SpIgE i4 Sarıca Arı Zehri (Paper Wasp Venom)
  • SpIgE i5 Sarı Yabanarısı Zehri (Yellow Hornet)
  • SpIgE i75 Avrupa Yabanarısı Zehri (European Hornet Venom)
  • SpIgE rPol d5 European Paper Wasp(Sarıca Arı;Polistes dominulus)
  • SpIgE rVes v 5 (Common wasp; Vespula vulgaris – Arı)
  • SpIgE rVes v1 Phospholipase A1(Common wasp;Vespula vulgaris-Arı)

 

 

KAYNAKLAR 

  1. Michener, CD. The Bees of the World. Baltimore: Johns Hopkins University Press; 2000. p.913.
  2. Golden DBK, Insect allergy .İn.Franklin A, John W. Y, William W eds. Adkinson: Middleton’s Allergy: Principles and Pratice, 7 th ed. New York: Elsevier, 2008: 1015-1019.
  3. Antonicelli L, Bilo MB, Bonifazi F. Epidemiology of Hymenoptera allergy. Curr Opin Allergy Immunol 2002; 2: 341-6.
  4. Moffitt JE, Golden DBK, Reisman RE, Lee R,Nicklas R, Freeman T, et al. Stinging insect hypersensitivity: A practice parameter update. J Allergy Clin Immunol 2004; 114: 869-886.
  5. Golden DBK. Epidemiology of allergy to insect venoms and stings.Allergy Proc 1989;10:103-7
  6. Kalyoncu AF et al. Bee and wasp venom allergy in Turkey. Ann Allergy Asthma Immunol 1997; 78: 408-12.

MİKROBİYOLOJİK TANIMLAMADA MALDI-TOF MS

Yazı Boyutunu Değiştirebilirsiniz

Klinik Mikrobiyoloji laboratuvarlarında mikroorganizmaların tanımlanması, mikroskopik inceleme ve kültür yöntemleri ile gerçekleşmektedir. Kültür yönteminde elde edilen mikroorganizmaların ayrımı ise, mikroorganizmaların metabolik aktivitelerini gösterdikleri fenotipik testlerle yapılmaktadır. Sıklıkla mikroorganizmaların tanısı ve antibiyotik duyarlılık testleri, üreme olduktan 24-48 saat sonra çeşitli otomatize sistemler kullanılarak yapılmaktadır (1).

 

 

Mikrobiyolojik Tanımlamada MALDI-TOF MS

MALDI-TOF MS (Matriks assisted lazer desorption ionization time of flight massspectrometry) mikroorganizmaların tanımlanmasında kullanılan hızlı, ucuz, doğru sonuç veren yeni bir sistemdir (2,3). Bu yöntemde mikroorganizmalara ait biyomeküllerin (protein, peptid, şeker) ve büyük organik moleküllerin (polimer, dendrimer, makromolekül) iyonize edildikten sonra elektrik ve/veya manyetik alandan geçirilerek protein profilleri çıkarılmaktadır. Bu profil spektralarına ait grafiksel görüntüler, sistemin veritabanındaki referans mikroorganizmaların uyumuna göre cins ve tür bazında tanımlayabilmektedir (4).

Günümüzde ayrıca klinik örneklerden, acil tanı ve tedavi gerektiren veya zor ve geç üreyen bakterinin saptanması, tanımlanması ve fenotipik direnci kodlayan genlerin belirlenmesi amacıyla polimeraz zincirleme reaksiyon (PCR) temelli testlerde kullanılmaya başlanmıştır.

MALDI-TOF MS

Kütle spektrometrisi uzun yıllardır özellikle kimya alanında kullanılmakla birlikte mikrobiyoloji alanında kullanımı 1970’lerden itibaren başlamıştır. Anhalt ve Fenselau’nun 1975’te yaptıkları analizlerde, bakterilerin tür ve cins bazında kendilerine has bir kütle spektralarının olduğu ortaya koyulmuştur (4). Örneklerin hazırlanmasındaki uzun süreç bu uygulamaların rutin mikrobiyoloji alanında kullanılmasına engel olmuştur.

1980 yılların sonu ve 1990’lı yılların başında gelişen soft iyonizasyon tekniklerinin [MALDI ya da elektrospray iyonizasyon (ESI)] sisteme entegre edilmesi ile beraber protein gibi büyük moleküllerin incelenebilmesine olanak sağlanmıştır (5,6). MALDI-TOF MS, her organizma için özgül olan proteinlerden parmak izi oluşturmakta, bu sayede bakteri ve mantar tanımlaması yapılabilmektedir.

MS Cihaz ve Yönteme Genel Bakış

MALDI-TOF MS cihazı ana hatlarıyla üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar;

(i) İyonizasyon kaynağı: MALDI ve ESI soft iyonizasyon kaynaklarıdır.

(ii) Kütle analizörü: Lazer dezorbsiyon sistemleri çeşitli kütle analizörleri ile kombine edilebilir. MALDI ile birlikte genellikle kütle spektrometresi olarak TOF (time of flight) kullanılır.

(iii) Algılama bölümü: İyonların kütlesinin yüküne bağlı olarak bir analiz yapılmakta, biyomoleküler yoğunluklarına ve bu orana göre sınıflandırmaktadır. (2)

 

MALDI-TOF MS cihazının çalışma prensibi:

Analiz için kristalize hale gelen örnekler lazer bombardımanına maruz kalır ve lazerden alınan bu enerji, karışımdan iyonların buharlaşmasına ve gaz fazına geçilmesini sağlar. Serbestleşen iyonlar elektromanyetik alanda hızlandırıldıktan sonra uçuş tüpüne geçerler ve uçuş tüpünde geçirdikleri zamana göre kütle ağırlıkları tespit edilir. MALDI ile yapılan dezorbsiyon sonucunda açığa çıkan iyonlar tek yüklü iyonlar olduğundan elde edilen pikler esas olarak kütleye bağlıdır (Şekil 1).

Şekil:1 MALDI-TOF cihazında elde edilen protein profili ve cihaz kütüphanesinde o mikroorganizmaya ait olan profilin karşılaştırılarak isminin konması

 

Şekil:2 MALDI-TOF MS’in numune hazırlığı

Şekil:3 MALDI-TOF MS’in ölçümü

 

Şekil:4 MALDI-TOF MS’in analiz ve tanımlaması

Her mikroorganizma için özgün bir spektrum elde edilmesinin sebebi, hücre içinde bol miktarda bulunan orta hidrofobik özelliğe sahip temel protein olan ribozomal proteinlerden kaynaklanmaktadır. Ribozomal proteinler mikrobiyal üreme koşullarından, çevresel koşullardan en az etkilenen ve bu yüzden rutin tanımlama için en uygun olan proteinlerdir. (7).

Bakterilerin Tanımlanması

Bakteriyel tanımlama işlemi, örnekten elde edilen bilgilerin veritabanındaki bilgilerle karşılaştırılması sonucu yapılabilmektedir. VITEK MS V3.2 de IVD veri tabanında onaylı 1095 bakteri ve 221 mantar toplam 1316 mikroorganizma türü bulunmaktadır. Ayrıca araştırma amaçlı RUO veribanında ise 1445 mikroorganizma yer almaktadır. MALDI-TOF MS yöntemi daha önceden 16S rRNA gen sekansı ile ayrılabilen yakın türlerin ayrımını bile başarıyla yapabilmektedir (3). Rutin bakteri izolatlarında MALDITOF MS’in tür bazında doğru tanımlama oranı %84,1 ile %95,2 arasında değişmektedir (8,9).

Günümüzde rutin mikrobiyoloji laboratuvarında, kültürde üremiş bakterilerin konvansiyonel biyokimyasal yöntemler ya da otomatize yöntemler kullanıldığında; MALDI-TOF MS’in üstünlükleri: 

  • Diğer yöntemlerle tanımlanma, 1-2 gün sürebilmekte iken, MALDI-TOF MS yöntemi ile tanımlama süresi 1 saate kadar inebilmektedir.
  • Üreyen tek bir koloni bile olsa, MS yöntemiyle koloniyi kaybetmeden çalışma olanağı bulunmaktadır.
  • Analizin basitliği ve çabukluğu yöntemin önemine katkıda bulunmaktadır.
  • MALDI-TOF MS ile Enterobacteriaceae’lar, non-fermentatif gram negatif bakteriler, stafilokoklar, streptokoklar, diğer bakteriler ve mantarlar hızlı ve kolay bir şekilde tür düzeyinde güvenilir bir şekilde tanımlanabilmektedir (10).
  • Özellikle konvansiyonel yöntemlerin çok da yeterli olmadığı gram pozitif basillerin, anaerop ve bazı non-fermentatif bakterilerin tanımlamasında MALDI-TOF MS’in üstün olduğunu gösteren yayınlar mevcuttur (11,12).

Mantarların Tanımlanması

Normal konvansiyonel yöntemlerle mantarların tanımlanması günler almakta iken, MALDI-TOF MS ile kısa süre içinde tür bazında tanımlama yapmak mümkün olmaktadır. Yapılan çalışmalar mayaların tanımlanmasında MALDI-TOF MS’in başarı oranını %85-%100 arasında göstermektedir. Özellikle Candi da cinsi mantarların tür bazında doğru olarak tanımlayabilme oranı yüksektir ve yeni versiyonda 55 yeni maya türü ilave olmuştur.(13)

Son yapılan çalışmalarda filamentöz mantarlar ve dermatofitlerde de yüz güldürücü sonuçlar alınmış olup, yeni örnek hazırlama protokolleri oluşturulmaktadır (2).

Ayrıca Mikobakteri türlerinin MALDI-TOF MS yöntemi ile tanımlanabileceği gösterilmiştir.

MALDI-TOF MS’in Gelecekteki Uygulamaları

Son yıllarda MALDI-TOF MS kullanarak;

  • Kan ve idrar gibi örneklerden direkt olarak bakterinin saptanması
  • Tanımlanması
  • Antibiyotiklere karşı direncin hızlı saptanması ile ilgili bir çok çalışma yapılmaktadır. (14, 15).

Bu çalışmalar yakın bir gelecekte standardizasyon sonrası mikrobiyoloji laboratuvarlarında rutin uygulamaya geçecektir.

Sonuç

MALDI-TOF MS mikrobiyolojide rutinde sık olarak karşılaştığımız mikroorganizmaların hızlı ve kolay bir şekilde tanımlanmasını sağlayan yeni bir yöntem olup, mikrobiyoloji laboratuvarlarında kullanılan konvansiyonel yöntemlere alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır.

MALDI-TOF basit, otomatize, kütle spektrofotometresinde özel deneyim gerektirmeyen, hızlı sonuç veren, yüksek işlem hacimli bir sistemdir. Çalışma için tek koloni yeterli olmaktadır. Sistem alındıktan sonra maliyet etkin ve laboratuvarlar arası tekrarlanılabilirliği yüksektir. Bu sistemin Gram pozitif ve Gram negatif bakterilerin, mayaların cins ve tür düzeyinde tanımlanmasında duyarlılık ve özgüllüğü yüksektir. Analizin basitliği ve çabukluğu yöntemin önemine katkıda bulunmaktadır.

Moleküler yöntemlerle MALDI-TOF yöntemi kıyaslandığında , MALDI-TOF kısa sürede tanımlama yapmakla birlikte kültürde üreme gerekmektedir. PCR gibi moleküler tanı yöntemlerinde ise doğrudan örnekten çalışabilmekte ve aynı gün sonuç alınabilmektedir. Ancak pahalı oluşu, tek bir teste bakılabilmesi ,sınırlı sayıda mikroorganizma çalışılabilmesi rutin laboratuvar için uygun değildir. Moleküler tanı teknikleri in-vitro olarak üretilemeyen organizmaları belirlemede, mevcut kültür tekniklerinin çok pahalı olduğu veya çok karmaşık veya uzun inkübasyon sürelerini gerektiği durumlarda endikedir.

MALDI-TOF MS; besiyerine ekilmiş kültürlerden hızlı tanımlama yapılmasına imkân veren, yeni gelişmekte olan ve yakın bir gelecekte cihazın yaygınlaşması ile konvansiyonel ve otomatize bakteri tanımlama yöntemlerinin yerini alabilecek bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

 


Kaynaklar:

  1. Beekman SE, Diekema DJ, Chapin KC, Doern Effects of rapid detection of bloodstream infecti¬ons on length of hospitalization and hospital charges, J Clin Microbiol 2003;41(7):3119-25
  2. Croxatto A, Prod’hom G, Greub Applications of MALDI-TOF mass spectrometry in clinical diagnostic microbiology. FEMS Microbiol Rev. 2012;36(2): 380-407.
  3. Wieser A, Schneider L, Jung J, Schubert MALDI-TOF MS in microbiological diagnostics identification of microorganisms and beyond. Appl Microbiol Biotechnol. 2012;93(3):965-74.
  4. Anhalt JP, Fenselau Identification of bacteria using mass spectrometry. Anal Chem. 1975;47: 219-25.
  5. Claydon MA, Davey SN, Edwards-Jones, Gordon The rapid identification of intact microorganisms using mass spectrometry. Nat Biotechnol. 1996;14: 1584–86.
  6. Holland RD, Wilkes JG, Rafii F, et Rapid identification of intact whole bacteria based on spectral patterns using matrixassisted laser desorption/ionization with time-of-flight mass spectrometry. Rapid Commun Mass Spectrom. 1996;10: 1227–32.
  7. Suh MJ & Limbach Investigation of methods suitable for the matrix-assisted laser desorption/ ionization mass spectrometric analysis of proteins from ribonucleoprotein complexes. Eur J MassSpectrom (Chichester, Eng). 2004;10: 89–99
  8. Eigner U, Holfelder M, Oberdorfer K, Betz-Wild U, Bertsch D, Fahr Performance of a matrixassisted laser desorption ionizationtimeof-flight mass spectrometry system for the identification of bacterial isolates in the clinical routine laboratory. Clin Lab. 2009; 55: 289–96.
  9. Seng P, Drancourt M, Gouriet F, et al. Ongoing revolution in bacteriology: routine identification of bacteria by matrix-assisted laser desorption ionization time-of-flight mass Clin Infect Dis. 2009; 49: 543–51.
  10. Holler JG, Pedersen LK, Calum H, et Using MALDI-TOF mass spectrometry as a rapid and accurate diagnostic tool in infective endocarditis: a case report of a patient with mitral valve infective endocarditis caused by Abiotrophia defectiva. Scand J Infect Dis. 2011;43(3):234–37
  11. Barbuddhe SB, Maier T, Schwarz G, et al. Rapid identification and typing of listeria species by matrixassisted laser desorption ionization-time of flight mass spectrometry. Appl Environ 2008;74: 5402– 07
  • Mellmann A, Cloud J, Maier T, et Evaluation of matrix-assisted laser desorption ionization-time-offlight mass spectrometry in comparison to 16S rRNA gene sequencing for species identification of nonfermenting bacteria. J Clin Microbiol. 2008;46:1946–54.
  1. van Veen SQ, Claas EC, Kuijper EJ. Highthroughput identification of bacteria and yeast by matrix-assisted laser desorption ionization-time of flight mass spectrometry in conventional medical microbiology J Clin Microbiol.2010;48(3):900– 07.
  2. Ferreira L, Sanchez-Juanes F, Munoz-Bellido JL, Gonzalez-Buitrago Rapid method for direct identification of bacteria in urine and blood culture samples by matrixassisted laser desorption ionization time-of-flight mass spectrometry: intact cell vs. extraction method. Clin Microbiol Infect. 2010;17: 1007–12.
  3. Lasserre C, De Saint Martin L, Cuzon G, Bogaerts P, Lamar E, et.al Efficient Detection of Carbapenemase Activity in Enterobacteriaceae by Matrix-Assisted Laser Desorption Ionization-Time of Flight Mass Spectrometry in Less Than 30 J Clin Microbiol. 2015;53(7): 2163-71.

04 Şubat 2020 – Dünya Kanser Günü

Türkiye’de her gün yaklaşık 450 kişi kanser teşhisi alıyor.

Her kanser önlenebilir değildir, ancak yaşam tarzı seçimleriyle birçok kanseri önleyebileceğimizi biliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, tüm kanserlerin %30-50’si sağlıklı beslenmeyle, sağlıklı vücut ağırlığıyla ve fiziksel olarak aktif olmakla önlenebilir.

Biruni Sağlıklı Yaşam Laboratuvarı, tıbbi teknolojideki yenilikler ile birlikte kişiyi bütünsel olarak değerlendirerek kişiye özel yaklaşımla sağlığın korunması ve hastalık risklerinin saptanması konusunda önemli bir misyon üstlenmiştir.

 

Eğitimi Dönemi Başladı

İkinci dönemin ilk zili çaldı, ders başladı! Biruni Laboratuvarı ailesi olarak tüm öğrencilerimize başarılı ve keyifli bir eğitim dönemi dileriz.

 

Alcat Testi

ALCAT Test, gıdalar, gluten, gliadin, kazein, candida, gıda boyaları, katkı maddeleri, fitoterapötik ajanlar ve kimyasalların neden olduğu kişisel duyarlılıkları saptar.⁣

Kişiye özel yaklaşımla immun homeostazı dengelemeyi, böylece inflamatuvar komponenti olan birçok hastalığın klinik seyrini olumlu yönde etkilemeyi amaçlar.⁣

Alcat test yeni nesil hücresel duyarlılık testidir.⁣
*ALCAT Test Yale Üniversitesi tarafından bilimsel olarak valide edilmiştir.

 

Test hakkında detaylı bilgi ve incelemek için

https://biruni.com.tr/saglikli-yasam-portali/alcat-test/

Mutluluk hormonu

«Mutluluk hormonu» olarak bilinen serotonin, duygu durum ve davranış üzerinde etkili olan kimyasal bir habercidir. Serotonin eksikliğinin, depresyonun en önemli biyolojik faktörü olduğu düşünülmektedir.

Bir kez majör depresyon geçiren kişi, bir sonraki için hiç geçirmemiş birine göre daha fazla risk altındadır. Bu yüzden serotonin hormon düzeyine bakarak erken dönemde tetikleyicileri belirleyip ortadan kaldırmak önemlidir.

Ataşehir-3. şubemiz Işıklar Caddesi, QB Med Plaza, No: 37 adresinde hizmetinizdedir.

Yepyeni bir yıl, yepyeni bir haberle karşınızdayız!

Ataşehir-3. şubemiz Işıklar Caddesi, QB Med Plaza, No: 37 adresinde hizmetinizdedir.

 

Mutlu Yıllar

Hoş geldin 2020! Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl geçirmenizi dileriz.

Mineraller neden önemlidir?

Minerallerin eksiklikleri de fazla kullanımları da metabolizma süreçlerine zarar verebilir.

Mineral eksikliği dengesiz beslenme sonucu olabileceği gibi, bazı toksik metallerin mineralleri baskılaması sonucu da gelişebilir.

Mineral-Metal Paneli, altın standart yöntem ICP MS-MS ile hücre içi ve hücre dışı olarak optimum şekilde değerlendirme sağlar.

Böylece hücre içinde fonksiyon gören manganez, çinko, magnezyum, selenyum ve bakır gibi mineraller de doğru değerlendirilebilir.

Farmakogenetik Testler

Farmakogenetik testler bir hastanın ilaç tedavisine vereceği yanıt, toksisite ve ilaç etkileşimlerini belirlemek için yapılan DNA analizleridir. Doktorun kişiye özel tedavi uygulamasına olanak sağlar.

Hastanın yanak mukozasından alınan sürüntü örneği ile 220 ilaç metabolizması analiz edilerek hayat boyu geçerli olan bir rapor ‘’ilaç pasaportu’’ sunulur.

İlaç pasaportu mevcut ilaçlarınızın genetik yapınıza göre düzenlenmesini ve gelecekteki ilaç seçimlerinizin etkin ve güvenli yapılmasını sağlar.