Yazı Boyutunu Değiştirebilirsiniz
İnsanların zihinsel ve fiziksel fonksiyonlarını yerine getirebilmesi, beslenme durumlarıyla yakından ilgilidir. Sağlıklı yaşam, büyüme, gelişme, zihinsel ve bedensel fonksiyonlarının sürekliliği yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanabilir (1). Diyetle alınan yağın genellikle sağlık için olumsuz etkilere sahip olduğu düşünülse de, özellikle belli yağlar insan sağlığı için esansiyel olup diyette bulunmaları zorunludur.
Esansiyel Yağ Asitleri
Vücudun üretemediği ve mutlaka besinler yoluyla alınması gereken yağ asitlerine esansiyel yağ asitleri (EYA) denir. EYA, insan ve diğer memeliler için mutlak gerekli olan çoklu doymamış yağ asitleridir. Vücutta Omega-3 (ω-3) ve Omega-6 (ω-6) olmak üzere iki tip EYA bulunur. ω-3 serisinin esas temsilcileri 18 karbonlu ve üç adet çift bağ içeren alfa-linoleik asit (ALA, 18:3), ω-6 serisinin esas temsilcisi ise 18 karbonlu ve iki çift bağ içeren linoleik asittir. (LA, 18:2) ω-9 serisinden olan oleik asit (OA, 18:1) ve ω-7 serisini temsil eden palmitoleik asit (PA, 16:1) organizmada yaygın şekilde kullanılan, ancak esansiyel olmayan yağ asitleridir (2).
Yağlar içerdikleri yağ asitleri ile birbirinden farklılaşırlar. Karbon (C) sayılarına göre kısa (C2-4), orta (C6-10), uzun (C12-20) ve çok uzun zincirli (C>22) olarak adlandırılan yağ asitleri, yapılarında çift bağ içerenler doymamış (ansature), çift bağ içermiyenler doymuş (sature) yağ asitleri olarak tanımlanır. Doymamış yağ asitleri ise çift bağlarının sayısına göre kendi içlerinde tekli doymamış (monoansature) ve çoklu doymamış (poliansature) yağ asitleri olarak sınıflandırılır (3).
Doğrudan biyolojik aktiviteleri bulunan EYA ayrıca eikozanoid ürünlerinin de (prostaglandin: PG, tromboksan: TX ve lökotrienler: LT) öncüsüdür. Eikozanoidler sindirim, üreme ve bağışıklık sistemlerinin düzenlenmesinde önemli rol oynarlar.
ω-3 yağ asitlerinin önemi ilk defa Grönland’ın İnuit halkı üzerine yapılan çalışmalarda fark edilmiştir. Geleneksel gıdaları, yüksek oranda yağ içermesine rağmen, İnuitlerin kalp ve romatizmal hastalıklar, astım ve endüstriyel ülkelerde sık görülen pek çok hastalığa karşı dirençli oldukları gözlenmiştir. Bunun nedeninin doymamış yağları içeren balık etleri ve deniz memelilerinin yağlarını yaygın olarak tüketmeleri olduğu ileri sürülmüştür (4).
Omega-3 Kaynakları
Hayvansal kaynak olarak balık (ringa, uskumru, sardalya, alabalık, somon vb) ve az miktarda da yumurtada bulunur.
Bitkisel kaynak olarak; keten tohumu yağı, kanola yağı, soya fasulyesi yağı, ceviz, balkabağı çekirdeği, kenevir tohumu yağı ve semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kolza tohumu ALA’dan zengindir. İnsan sütünde ω-3 yağ asitleri önemli miktarda bulunur. Eikosapentaenoik asit (EPA, 20:5, ω-3), ve dokosaheksaenoik asidin (DHA, 22:6 ω-3) ana kaynağı deniz balıklarıdır.
Omega-6 Kaynakları
Mısır yağı, soya fasulyesi yağı, ayçiçek yağı, aspir (yalancı safran) yağı, ceviz, balkabağı çekirdeği ve keten tohumu yağı ω-6 yağ asitlerinin önemli kaynaklarıdır. Yumurta, kümes hayvanı etleri, tam buğday unundan yapılmış ürünler, fırınlanmış besinler, bitkisel yağlar ve margarin LA içerir. Anne sütünün gamma-linolenik asit (GLA, 18:3, ω-6) içeriği oldukça zengindir. Çuha çiçeği yağı, siyah kuş üzümü ve kenevir tohumu yağı önemli miktarda GLA içerir. Bazı mantar türlerinin de GLA miktarı fazladır. Dihomo-GLA (DGLA, 20:3, ω-6) ise insan sütünde, karaciğer, testis, adrenal ve böbrekte bir miktar bulunur. Anne sütü sınırlı miktarda araşidonik asit (AA, 20:4, ω-6) içerirken inek sütündeki miktar ise çok düşüktür. Et, yumurta sarısı, bazı deniz yosunları ve bazı karides türleri yoğun miktarda AA içerir.
Son yıllarda yapılmış olan çalışmalara ait bulgular, insanların daha sağlıklı olmalarında yağların ve yağlarda bulunan yağ asitlerinin tür ve miktarlarının da önemli olduğunu göstermiştir. Günümüzde insanların gıda tüketim alışkanlıklarının sonucu olarak margarin ve kızartma yağlarının kullanımındaki artış omega-6 yağ asidi olan araşidonik asit ile metabolik öncülü olan linoleik asidin tüketiminin artmasına yol açmıştır. Bilindiği gibi Aroşidonik asit proinflamatuvar özelliğe sahip olan eikosanoidlerin (TXA 2, PGE 2, PGI 2) ve lökotrienlerin (LTB 4, LTC 4, LTE 4) sentezinde rol almaktadır.
Oysa α-linolenik asit ve türevleri antienflamatuvar özelliğe sahip eikosaenoidler (TXA 3, PGE 3, PGI 3) ile EPA ve DHA gibi omega-3 yağ asitlerinin tüketimi prostat, göğüs, akciğer ve bağırsak kanserlerinin önlenmesi yanı sıra, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, romatoid artrit, osteoporoz, diyabet, astım, Alzheimer, depresyon ve şizofreninin hem önlenmesi hem tedavisinde önemlidir. Ayrıca immün sistemin kuvvetlendirilmesi, erken dönemde zeka gelişimi, yüksek doğum ağırlığı üzerine de olumlu etkilerinin olduğu bildirilmektedir (5).
Aynı şekilde adı geçen yağ asitlerinin sinir sistemi gelişimi, beyin fonksiyonları ve retina üzerine de olumlu etkilerinin olduğu ifade edilmektedir (6).
ω-6 /ω-3 Yağ Asitleri Oranı
ω-6 ve ω-3 yağ asitlerinin hangi oranda alınması gerektiği konusunda tam bir fikir birliği sağlanamamıştır. Batı tarzı beslenmede bu oran 10:1 – 30:1 arasındadır. Dünya Sağlık Örgütü bu oranın 5:1 – 10:1 arasında tutulmasını önermektedir. Ancak sağlıklı oranın 1:1 – 4:1 arasında olduğu düşünülmektedir. ω-3 yağ asidi olarak günde 650 g EPA + DHA ve 2.22 g ALA ve ω-6 olarak 4.44 g LA alındığında ω-6/ω-3 oranı 1.5:1 değerindedir (7). Bu oranlar ω-3 ve ω-6 yağ asitlerinin farklı miktarları ile de sağlanabileceğinden günlük gereksinim olarak farklı miktarlar da bildirilmektedir.
İdeal günlük miktarın 1.5-2 g olması benimsenmiştir.
Omega-3, Omega-6 Yağ Asitleri Profili
Omega-3’ün Kardiyovasküler Sistem Üzerine Olan Başlıca Etkileri
•Anti-aritmik
• Anti-trombotik
• Anti-aterosklerotik
• Anti-inflamatuvar
• Endotel fonksiyonunu düzenleme
• Hafif düzeyde hipotansif etki
• Trigliserid düzeylerini düşürme
• Aterosklerotik plak oluşumunu geciktirme
Diabetes Mellitus – Omega Yağ Asitleri İlişkisi
Yapılan son araştırmalar, balık etinde bulunan ω-3 yağ asitlerinin insulinin işlevini artırdığı ve özellikle de tip II diyabetlilerde hastalığın oluşumunu geciktirdiği ortaya konulmuştur.
Gebelik – Omega Yağ Asitleri İlişkisi
Gebelik sırasında düşük veya premature doğumu önlemenin yanı sıra bebeğin doğum ağırlığını artırmaktadır. Ayrıca, fetusun sinir sistemi ve damar gelişiminin çok yoğun olduğu, gebeliğin son 3 ayında DHA gereksimini çok arttığı bilinmektedir. Omega-3 kullanımı ile erken doğum (early preterm, <34 hafta) riskinin %58, erken doğum (<37 hafta) riskinin %17 oranında azaldığı saptanmıştır.
Kanserde ω-6 /ω-3 Dengesinin Önemi
Balık yağlarının kanser üzerinde doğrudan tedavi edici etkisinden çok, kanserden korunma etkileri daha ön plandadır.
Hastalıklarda Korunma ve Tedavisinde Omega-3 Gereksinmesi
“Mayo Clinic”, “American Heart Association-AHA”, “National Institutes of Health-NIH” gibi kurumlar, haftada 2 kez ω-3 yağ asitlerinden zengin balık tüketimini önermektedir. Koroner arter hastalığı olan, özellikle yüksek trigliserid seviyeli hastalarda EPA ve DHA suplemantasyonunu önermektedirler.
Biruni Sağlık Yaşam Uzmanı
Biruni Sağlıklı Yaşam Laboratuvarı Danışmanı ve Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Semra Tamer Levent, “Omega-3 Yağ Asitleri’nin vücudumuz için öneminden bahsediyor.
KAYNAKLAR
1.Çelebi S. ve Karaca H. Yumurtanın besin değeri, kolesterol içeriği ve yumurtayı n-3 yağ asitlerince zenginleştirmeye yönelik çalışmalar. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 37(2): 257-265 (2006).
2.Harris WS, Miller M, Tighe AP, Davidson MH, Schaefer EJ. Omega-3 fatty acids and coronary heart disease risk: clinical and mechanistic perspectives. Atherosclerosis 2007; 197: 12-24.
3.Das UN. Essential fatty acids: biochemistry, physiology and pathology. Biotechnol J 2006; 1: 420-39.
4.Dyerberg J, Bang HO, Hjorne N. Fatty acid composition of the plasma lipids in Greenland Eskimos. Am J Clin Nutr 1975; 28: 958-66.
5.Ceylan, N., Yenice, E., Gökçeyrek, D., Tuncer, E., 1999. İnsan Beslenmesinde Daha Sağlıklı Yumurta Üretimi Yönünde Kanatlı Besleme Çalışmaları. YUTAV’99 Uluslararası Tavukçuluk Fuarı ve Konferansı, 3-6 Haziran, İstanbul, 300-307.
6.Çabuk, M., Ergül, M., Basmacıoğlu, H., Akkan, S., 1999. Yumurta Ve Piliç Etindeki n-3 Yağ Asitlerinin Artırılma Olanakları. Uluslararası Hayvancılık 99 Kongresi, 224-24 Eylül, İzmir.
7.Simopoulos AP, Leaf A, Salem Jr N. Statement on the essentiality of and recommended dietary intakes for omega−6 and omega−3 fatty acids. Prostaglandins Leukot Essent Fatty Acids 2000; 63: 119-21.
Geçmiş Olsun İzmir ve Ege Bölgesi
/in HaberlerMerkez üssü Ege Denizi’nin Seferihisar açıkları olan depremde; başta İzmir olmak üzere depremden etkilenen çevre illerdeki tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Biruni Laboratuvarı Sağlıklı Yaşam Canlı Yayın Günleri Başlıyor!
/in HaberlerBiruni Laboratuvarı Sağlıklı Yaşam Canlı Yayın Günleri Başlıyor!
İlk Instagram canlı yayın programımız 3 Kasım Salı günü saat 21:30’da.
Canlı yayın konuklarımız Kadın Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Seçil Günay Avcı ve Biruni Laboratuvarı Sağlıklı Yaşam Danışmanlarımızdan Biyokimya Uzmanı Dr. Süreyya Şahinoğlu.
Hormon metabolizmanız sağlıklı çalışıyor mu? DNA hasarına yol açacak ürünlere mi dönüşüyor? konusu hakkında görüşlerini paylaşacak ve merak ettiğiniz soruların yanıtını Instagram’da cevaplayacak.
Cumhuriyeti Kuranların İzinden Gitmeye Devam Ediyoruz! Cumhuriyetimizin 97. Yılı Kutlu Olsun
/in HaberlerCumhuriyeti kuranların izinden gitmeye devam ediyoruz! Cumhuriyetimizin 97. yılı kutlu olsun.
İyot Eksikliği
/in Haberlerİyot Eksikliği
⇢ Tiroid hormonlarının üretimi için vücudumuzun iyot elementine ihtiyacı vardır.
⇢ Vücudumuz iyot sentezleyemez, ihtiyacını besinler yoluyla sağlar.
⇢ Vücudumuzda yeterli miktarda iyot elementi bulunmadığı zaman tiroid hormonları yetersizliği söz konusu olur.
⇢ İyot eksikliği guatr, hipotiroidi, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ve benzeri sağlık sorunlarına neden olur.
⇢ Bebeklerde zihinsel gelişim eksikliğine neden olur.
⇢ İdrarda İyot düzeyinizi ölçtürmek için sabah ikinci idrar örneğiniz yeterlidir.
Dünya Osteoporoz Günü
/in HaberlerDünya Osteoporoz Günü
Erken tanı ve doğru tedavi ile yaşam kalitenizi koruyun!
Osteoporoz riskini azaltmak için;
• Mineral ve vitaminlerden zengin beslenin,
• Düzenli olarak egzersiz yapın,
• Güneş ışığından yeterince yararlanarak D vitamini alın,
• Sigara ve alkolden uzak durun,
• Tuz ve kafeinli içeceklerin aşırı tüketiminden kaçının
Online Bilgi Danışma Merkezi’miz Hizmetinizdedir.
/in HaberlerOnline Bilgi Danışma Merkezi’miz Hizmetinizdedir.
Sorularınızı Bilgi Danışma Merkezi’nden uzmanlarımıza iletebilirsiniz.
www.biruni.com.tr
Meme Kanseri Farkındalık Ayı – Erken Teşhis Hayat Kurtarır
/in HaberlerMeme Kanseri Farkındalık Ayı – Erken Teşhis Hayat Kurtarır
🌸 Belirli genlerde mutasyona sahip olmak, kalıtsal meme kanserine yatkınlık için önemli risk faktörlerinden biridir.
🌸 BRCA1 / BRCA2 genlerinin analizi ile meme ve yumurtalık kanserine yatkınlığınızı öğrenebilirsiniz.
🌸 Meme Kanseri Farkındalık ayında kendinize yapacağınız iyiliğe el uzatıyoruz.
🌸 Pembe Ekim’e özel test desteğimiz için bize ulaşabilirsiniz.
Dünya El Yıkama Günü
/in HaberlerDünya El Yıkama Günü
Omega-3 ve Omega-6 Yağ Asitleri Profili
/in BİLİMSEL BÜLTENLERİçindekiler
Yazı Boyutunu Değiştirebilirsiniz
İnsanların zihinsel ve fiziksel fonksiyonlarını yerine getirebilmesi, beslenme durumlarıyla yakından ilgilidir. Sağlıklı yaşam, büyüme, gelişme, zihinsel ve bedensel fonksiyonlarının sürekliliği yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanabilir (1). Diyetle alınan yağın genellikle sağlık için olumsuz etkilere sahip olduğu düşünülse de, özellikle belli yağlar insan sağlığı için esansiyel olup diyette bulunmaları zorunludur.
Esansiyel Yağ Asitleri
Vücudun üretemediği ve mutlaka besinler yoluyla alınması gereken yağ asitlerine esansiyel yağ asitleri (EYA) denir. EYA, insan ve diğer memeliler için mutlak gerekli olan çoklu doymamış yağ asitleridir. Vücutta Omega-3 (ω-3) ve Omega-6 (ω-6) olmak üzere iki tip EYA bulunur. ω-3 serisinin esas temsilcileri 18 karbonlu ve üç adet çift bağ içeren alfa-linoleik asit (ALA, 18:3), ω-6 serisinin esas temsilcisi ise 18 karbonlu ve iki çift bağ içeren linoleik asittir. (LA, 18:2) ω-9 serisinden olan oleik asit (OA, 18:1) ve ω-7 serisini temsil eden palmitoleik asit (PA, 16:1) organizmada yaygın şekilde kullanılan, ancak esansiyel olmayan yağ asitleridir (2).
Yağlar içerdikleri yağ asitleri ile birbirinden farklılaşırlar. Karbon (C) sayılarına göre kısa (C2-4), orta (C6-10), uzun (C12-20) ve çok uzun zincirli (C>22) olarak adlandırılan yağ asitleri, yapılarında çift bağ içerenler doymamış (ansature), çift bağ içermiyenler doymuş (sature) yağ asitleri olarak tanımlanır. Doymamış yağ asitleri ise çift bağlarının sayısına göre kendi içlerinde tekli doymamış (monoansature) ve çoklu doymamış (poliansature) yağ asitleri olarak sınıflandırılır (3).
Doğrudan biyolojik aktiviteleri bulunan EYA ayrıca eikozanoid ürünlerinin de (prostaglandin: PG, tromboksan: TX ve lökotrienler: LT) öncüsüdür. Eikozanoidler sindirim, üreme ve bağışıklık sistemlerinin düzenlenmesinde önemli rol oynarlar.
ω-3 yağ asitlerinin önemi ilk defa Grönland’ın İnuit halkı üzerine yapılan çalışmalarda fark edilmiştir. Geleneksel gıdaları, yüksek oranda yağ içermesine rağmen, İnuitlerin kalp ve romatizmal hastalıklar, astım ve endüstriyel ülkelerde sık görülen pek çok hastalığa karşı dirençli oldukları gözlenmiştir. Bunun nedeninin doymamış yağları içeren balık etleri ve deniz memelilerinin yağlarını yaygın olarak tüketmeleri olduğu ileri sürülmüştür (4).
Omega-3 Kaynakları
Hayvansal kaynak olarak balık (ringa, uskumru, sardalya, alabalık, somon vb) ve az miktarda da yumurtada bulunur.
Bitkisel kaynak olarak; keten tohumu yağı, kanola yağı, soya fasulyesi yağı, ceviz, balkabağı çekirdeği, kenevir tohumu yağı ve semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kolza tohumu ALA’dan zengindir. İnsan sütünde ω-3 yağ asitleri önemli miktarda bulunur. Eikosapentaenoik asit (EPA, 20:5, ω-3), ve dokosaheksaenoik asidin (DHA, 22:6 ω-3) ana kaynağı deniz balıklarıdır.
Omega-6 Kaynakları
Mısır yağı, soya fasulyesi yağı, ayçiçek yağı, aspir (yalancı safran) yağı, ceviz, balkabağı çekirdeği ve keten tohumu yağı ω-6 yağ asitlerinin önemli kaynaklarıdır. Yumurta, kümes hayvanı etleri, tam buğday unundan yapılmış ürünler, fırınlanmış besinler, bitkisel yağlar ve margarin LA içerir. Anne sütünün gamma-linolenik asit (GLA, 18:3, ω-6) içeriği oldukça zengindir. Çuha çiçeği yağı, siyah kuş üzümü ve kenevir tohumu yağı önemli miktarda GLA içerir. Bazı mantar türlerinin de GLA miktarı fazladır. Dihomo-GLA (DGLA, 20:3, ω-6) ise insan sütünde, karaciğer, testis, adrenal ve böbrekte bir miktar bulunur. Anne sütü sınırlı miktarda araşidonik asit (AA, 20:4, ω-6) içerirken inek sütündeki miktar ise çok düşüktür. Et, yumurta sarısı, bazı deniz yosunları ve bazı karides türleri yoğun miktarda AA içerir.
Son yıllarda yapılmış olan çalışmalara ait bulgular, insanların daha sağlıklı olmalarında yağların ve yağlarda bulunan yağ asitlerinin tür ve miktarlarının da önemli olduğunu göstermiştir. Günümüzde insanların gıda tüketim alışkanlıklarının sonucu olarak margarin ve kızartma yağlarının kullanımındaki artış omega-6 yağ asidi olan araşidonik asit ile metabolik öncülü olan linoleik asidin tüketiminin artmasına yol açmıştır. Bilindiği gibi Aroşidonik asit proinflamatuvar özelliğe sahip olan eikosanoidlerin (TXA 2, PGE 2, PGI 2) ve lökotrienlerin (LTB 4, LTC 4, LTE 4) sentezinde rol almaktadır.
Oysa α-linolenik asit ve türevleri antienflamatuvar özelliğe sahip eikosaenoidler (TXA 3, PGE 3, PGI 3) ile EPA ve DHA gibi omega-3 yağ asitlerinin tüketimi prostat, göğüs, akciğer ve bağırsak kanserlerinin önlenmesi yanı sıra, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, romatoid artrit, osteoporoz, diyabet, astım, Alzheimer, depresyon ve şizofreninin hem önlenmesi hem tedavisinde önemlidir. Ayrıca immün sistemin kuvvetlendirilmesi, erken dönemde zeka gelişimi, yüksek doğum ağırlığı üzerine de olumlu etkilerinin olduğu bildirilmektedir (5).
Aynı şekilde adı geçen yağ asitlerinin sinir sistemi gelişimi, beyin fonksiyonları ve retina üzerine de olumlu etkilerinin olduğu ifade edilmektedir (6).
ω-6 /ω-3 Yağ Asitleri Oranı
ω-6 ve ω-3 yağ asitlerinin hangi oranda alınması gerektiği konusunda tam bir fikir birliği sağlanamamıştır. Batı tarzı beslenmede bu oran 10:1 – 30:1 arasındadır. Dünya Sağlık Örgütü bu oranın 5:1 – 10:1 arasında tutulmasını önermektedir. Ancak sağlıklı oranın 1:1 – 4:1 arasında olduğu düşünülmektedir. ω-3 yağ asidi olarak günde 650 g EPA + DHA ve 2.22 g ALA ve ω-6 olarak 4.44 g LA alındığında ω-6/ω-3 oranı 1.5:1 değerindedir (7). Bu oranlar ω-3 ve ω-6 yağ asitlerinin farklı miktarları ile de sağlanabileceğinden günlük gereksinim olarak farklı miktarlar da bildirilmektedir.
İdeal günlük miktarın 1.5-2 g olması benimsenmiştir.
Omega-3, Omega-6 Yağ Asitleri Profili
Omega-3’ün Kardiyovasküler Sistem Üzerine Olan Başlıca Etkileri
•Anti-aritmik
• Anti-trombotik
• Anti-aterosklerotik
• Anti-inflamatuvar
• Endotel fonksiyonunu düzenleme
• Hafif düzeyde hipotansif etki
• Trigliserid düzeylerini düşürme
• Aterosklerotik plak oluşumunu geciktirme
Diabetes Mellitus – Omega Yağ Asitleri İlişkisi
Yapılan son araştırmalar, balık etinde bulunan ω-3 yağ asitlerinin insulinin işlevini artırdığı ve özellikle de tip II diyabetlilerde hastalığın oluşumunu geciktirdiği ortaya konulmuştur.
Gebelik – Omega Yağ Asitleri İlişkisi
Gebelik sırasında düşük veya premature doğumu önlemenin yanı sıra bebeğin doğum ağırlığını artırmaktadır. Ayrıca, fetusun sinir sistemi ve damar gelişiminin çok yoğun olduğu, gebeliğin son 3 ayında DHA gereksimini çok arttığı bilinmektedir. Omega-3 kullanımı ile erken doğum (early preterm, <34 hafta) riskinin %58, erken doğum (<37 hafta) riskinin %17 oranında azaldığı saptanmıştır.
Kanserde ω-6 /ω-3 Dengesinin Önemi
Balık yağlarının kanser üzerinde doğrudan tedavi edici etkisinden çok, kanserden korunma etkileri daha ön plandadır.
Hastalıklarda Korunma ve Tedavisinde Omega-3 Gereksinmesi
“Mayo Clinic”, “American Heart Association-AHA”, “National Institutes of Health-NIH” gibi kurumlar, haftada 2 kez ω-3 yağ asitlerinden zengin balık tüketimini önermektedir. Koroner arter hastalığı olan, özellikle yüksek trigliserid seviyeli hastalarda EPA ve DHA suplemantasyonunu önermektedirler.
Biruni Sağlık Yaşam Uzmanı
Biruni Sağlıklı Yaşam Laboratuvarı Danışmanı ve Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Semra Tamer Levent, “Omega-3 Yağ Asitleri’nin vücudumuz için öneminden bahsediyor.
KAYNAKLAR
1.Çelebi S. ve Karaca H. Yumurtanın besin değeri, kolesterol içeriği ve yumurtayı n-3 yağ asitlerince zenginleştirmeye yönelik çalışmalar. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 37(2): 257-265 (2006).
2.Harris WS, Miller M, Tighe AP, Davidson MH, Schaefer EJ. Omega-3 fatty acids and coronary heart disease risk: clinical and mechanistic perspectives. Atherosclerosis 2007; 197: 12-24.
3.Das UN. Essential fatty acids: biochemistry, physiology and pathology. Biotechnol J 2006; 1: 420-39.
4.Dyerberg J, Bang HO, Hjorne N. Fatty acid composition of the plasma lipids in Greenland Eskimos. Am J Clin Nutr 1975; 28: 958-66.
5.Ceylan, N., Yenice, E., Gökçeyrek, D., Tuncer, E., 1999. İnsan Beslenmesinde Daha Sağlıklı Yumurta Üretimi Yönünde Kanatlı Besleme Çalışmaları. YUTAV’99 Uluslararası Tavukçuluk Fuarı ve Konferansı, 3-6 Haziran, İstanbul, 300-307.
6.Çabuk, M., Ergül, M., Basmacıoğlu, H., Akkan, S., 1999. Yumurta Ve Piliç Etindeki n-3 Yağ Asitlerinin Artırılma Olanakları. Uluslararası Hayvancılık 99 Kongresi, 224-24 Eylül, İzmir.
7.Simopoulos AP, Leaf A, Salem Jr N. Statement on the essentiality of and recommended dietary intakes for omega−6 and omega−3 fatty acids. Prostaglandins Leukot Essent Fatty Acids 2000; 63: 119-21.
Covid-19’da D Vitamini Hücresel Bağışıklığı Güçlendirir
/in HaberlerCovid-19’da D Vitamini Hücresel Bağışıklığı Güçlendirir